.. Ama kainatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp, onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır. İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsağı haline getirir.
Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Olduğum yerde olmak istemiyorum ama olduğum yerden çıkıp gidemiyorum da. Şu an yaşadığım her şey o günlerin aynısı. Evde olmak istemiyorum, ama her akşam eve dönüyorum. İşte olmak istemiyorum ama her gün işe gidiyorum. Bir şey beni hep dışarıya çekiyor. Hiçbir yere ait hissedemiyorum kendimi.
Sokaklar başıboş köpek dolu. İnsanın üstüne üstüne yürüyorlar. Artık köpek sana havlayınca yerden taş alıp fırlatamıyorsun. Öyle hayvana bağırmak "Git burdan!" falan demek, korkutur gibi yapmak bile ayıp. Köpek insandan kıymetli.
Anasının babasının akıllı, okumuş çocuğu, annesinin gözbebeği. Emin uslu, Emin akıllı, Emin kız gibi çocuk, Emin şöyle, Emin böyle. Bununla büyüdük biz.
Çünkü bağlandığın an hapı yutarsın. Adı üstünde zaten, her tarafın bağlı kalıyor işte. Hareket edemezsin. Kadınlardan uzak dur demiyorum bak. Sadece seni bağlayacak kadar kuvvetli bir kadın görürsen, ondan olabildiğince uzaklaş. Mümkünse onu bir daha göremeyeceğin yerlere git. Yoksa başkası için atan bir kalbi, kendi vücudunda taşımak çok ağırdır çocuk. Senin de organların var. Neden başkasının vücudundaki organlar için attırıyorsun ki o kalbi? Unutma, eğer kalbin başkası için atmaya başlarsa ölümün artık yakındır. Bu dediklerimi asla aklından çıkarma. Eğer böyle bir kadın görürsen arkana bakmadan kaç.
Meryam tüm süreç boyunca tek bir şey düşünerek, "Tüm bu manyaklık neden benim başıma geldi? Neden ben?" sorusunu sorup duruyordu. Oysa tam o sırada yeryüzünde acı çeken, dertlerle uğraşan kim bilir kaç tane insan aynı soruyu kendi kendine soruyordu. Neden ben?
Mesela senin frekansın 60 hz iken sineğin frekansı 250 hz'dir. İşte bu nedenle elinde rulo yaptığın gazete ile bir karasineği öldürmek çok zor. Çünkü senin büyük bir hızla salladığın gazeteyi o sinek, Matrix filminde kurşunların kendisine gelişini ağır çekimde gören Neo gibi görür ve gazeteden kolayca kurtulur
Mesela insan için bu değer 60 hz iken, köpekler için 80 hz'dir. Yani senin sürekli yanıyor olarak gördüğün ışık, köpeğin yanıp sönüyor olarak görecek. Özetle, bu frekans değeri ne kadar yüksek olursa bu durum birim zamanda o kadar çok duysal bilgiyi işleyebileceğini gösterir.