Gülsen Çelik

238 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Yedi Kilise
Söze öncelikle kitabı çok sevdiğimi belirterek başlamak istiyorum. Çünkü anlatmak aktarmak istenileni belli bir konu üstünden başarılı bir şekilde okuyucuya benimsetiyor. Düşünmeye sevk ediyor. Kitabı okudukça bende yaptığım hataları gördüm. Kişisel gelişim kitabı değil bu arada buraya kadar anlattıklarım öyle algılanmasın diye belirtiyorum Gelelim kitabımızın konusuna.... Adelya'da çoğumuz gibi duyduklarını sorgulamadan benimseyen, kişilere ve olaylara ön yargı ile yaklaşan biri. İstediği bölümü okumak için Van'a gidiyor mecburen çünkü oradaki üniversiteyi kazanmıştır. Kendini etrafa kapatmış bir şekilde okula gidip geliyor, kimseyle sohbet etmiyor, kendine yaklaşmaya çalışan arkadaşlarına şüpheyle bakıp altında hep birşeyler arıyor. Zamanla arkadaşlarının yaklaşımı, kurdukları iletişimi ile aralarında bir bağ kurulur. Yapılan kamplar ve geziler ile de kurulan bağ iyice güçlenir. Arkadaşlarından biri vardır ki yeri ayrıdır Adelya için. Çünkü diğerlerinden daha fazla anı biriktirirler. Hem de ne anılar hem aksiyonlu hem de tehlikeli. Bölgenin sadece görünen güzelliklerini de göstermez, yaşam koşullarının zorluğunun yanı sıra insanların bir lokma ekmek için kendilerini nasıl tehlikelere attıklarını da gösterir. Kendilerini de o tehlike içinde bulsalar da.... Bol maceralı bir kitap olduğunu söylememe gerek yok anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Kısaca ön yargıdan uzak kalıp görünen güzelliklerin altında kalan zorlukları da gösterdiğinden okunması gereken bir kitaptı diyor ve susuyorum....
Yedi Kilise
Yedi KiliseSelami Çınarcı · Kitap Müptelası Yayınları · 202337 okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap içinde kitap diyebileceğim bir okuma oldu benim için Ceyna. Selin ve Sergen'in günlük hayat koşturmacasını, sorunlu evliliklerini, boşanma süreci ve sonrasını okuyoruz derken acılar, işkenceler, tecavüzler, zulümlerle geçen başka bir hayatı daha okuyoruz. Hayatın her türlü yüzünü gözler önüne seriyor. Kadınların gücüne, her ne yaşamış
Ceyna
CeynaErhan Demirkoparan · Düş Kurguları Yayınları · 07 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Motokurye olan Deniz'in hayatına misafir oluyoruz kitapta. Babası ailesini bırakıp kaçmış, nerde olduğu ne yaptığı bilinmiyor. Annesi de ölünce Deniz kardeşi Derya'yı da alıp İstanbul'a gelir. Çalışıp kendisine ve kardeşine bakar bakmasına ama kitap ilerledikçe ortaya çok bilinmeyenli denklem misali olaylar dökülmeye başlar. Kurye olarak gittiği bir evdeki genç kıza aşık olur Deniz ve tanışmak için türlü yalanlar ortaya döker. Yalanlara rağmen tanışır hatta sevgili bile olurlar. Ama yalancının mumu misali yalanlar teker teker ortaya çıkar. Bu yalanlar eşliğinde Deniz'in sırları da çıkar ortaya ama ne sırlar. Okudukça şaşırıp kalacağınız cinsten. Son sayfayı da kapatınca zaten bu neydi şimdi ben ne okudum diyeceğiniz türden. Sırların neler olduğunu kusura bakmayın söyleyemeyeceğim büyüsü bozulmasın kitabın diye. Okurken bazı yerlerde kafanız karışacak biraz ama sonunda olaylar çözülünce şaşkınlık eşliğinde rahatlayacaksınız bunu söyleyebilirim sadece. İlginç konusu ve sade anlatımı ile rahatça ama merakla okudum ben kitabı. Bazı sayfalarda nedenler niçinler hava da uçuştu, bazı sayfalarda sinir katsayım tavan yaptı ama çok sevdim Deniz'i, gücünü, hayata karşı verdiği savaşı ve bu savaşı kazanmasını.
Denizin Bittiği Yer
Denizin Bittiği YerEdiz Altun · Hep Kitap · 202247 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
464 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Büyük bir merakla başlayıp aynı şekilde sonlandırdığım bir kitap oldu ONBİR. Kitabı ilk gördüğümde neden onbir ne özelliği var basit bir rakamdan başka ne olabilir ki demiştim ama o Onbir aslında neymiş nelermiş bilmiyormuşum. Aynı zaman da tarih kokan da bir kitap ama bildiğimiz tarih kitaplarından değil. Savaş var mı evet var ama güç savaşı ölümsüzlüğe kavuşma savaşı var. Ayrıca kitapta bilime de yer verilmiş ölümsüzlük savaşında başarılı olabilmek için. Peki bilimden nasıl faydalanmış olabilirler? Düşünmekle bulunmaz. Bir de ben kitap ile bayağı yeni bilgiler de edindim demeden geçmeyeyim. Şimdi biraz kitaba değinmek istiyorum kitap geçmiş gelecek olarak olayları yaşayan kişilerin ağzından anlatımı şeklinde ilerliyor. Günümüzde Kayra var, bir bilinmeze doğru gidişine tanık oluyoruz. Kaşındaki 11 şeklindeki doğum izinin basit bir iz olmadığını, özel bir insan olduğunu ve kötüleri nasıl durdurması gerektiğini zamanla yavaş yavaş öğrenir. Bu esnada da kime güveneceğini bilemez çünkü etrafı hep hainler ile çevrilidir. Geçmişte de aynı doğum izini taşıyan biri vardır Manuel. Farklı yüzyıllarda yaşamalarına rağmen ortak bir düşmana,kuvvetli bir bağa ve kimsenin bilmemesi gereken sadece ONBİR insanlarının bileceği bir sırra sahiplerdir. Sır Zümrüt Tablet, anahtarı ise kaşında 11 şeklinde doğum izi olanlar. Bu sebeple yüzyıllar öncesinden başlar anahtarı ele geçirme savaşları. Çünkü anahtar kimde güç onda olacak ölümsüzlüğe kavuşacak. Kavuşana kadarda yapmayacakları kötülük akıtmayacakları kan kalmayacaktır. Sözün özü okuyun benim anlatmak istediğimden daha fazlasını anlayın öğrenin...
On Bir
On BirNur Çakmakçı Algün · Epsilon Yayınevi · 2022104 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitaba Daka'nın anlamını merak ederek başladığımı söylemek istiyorum, biraz sözlük karıştırınca varmak, ulaşmak, devam etmek anlamlarına geldiğini öğrendim ve kitap bizi nereye ulaştıracak diyerek başladım okumaya. Okudukça adının hakkını fazlasıyla verdiğini anladım ve kitabın sonunda esaretten hürriyete varmanın huzurunu yaşadım. Tasavvuf ve felsefe karışımı bir kitap olduğu için okurken biraz kafamın karıştığını birazda zorlandığımı itiraf ediyorum. Ama sayfalar ilerledikçe olaylar ve kişiler de yerlerine oturmaya başlayınca konu netlik kazanmaya başladı. Kitabın konusuna gelecek olursam Mahir'in esaretten kurtulup hürriyete varmasını ele alıyor. Aslında ne kadar boş yaşadığımızı anlatıyor kitap desem yeridir. Mahir paraya para demeyen zenginlerden, yediği önünde yemediği arkasında tabiri caizse, istediği yere rahatça giden, istediğini rahatça alan evli bir çocuk babası. Halid Farid ve Lamia ile yolları kesişir bir gün daha doğrusu zorla girerler Mahir'in hayatına çünkü hepsinin bir amacı var. Lamia annesi Asya ile Mahir'i kavuşturmak ister aslında Mahir'i sevdiğini bilmeden, Halid Farid doğru yolu bulmasını gözünü açmasını ister kendi canının yanmasını göze alarak. Sonunda yolunu bulur bulmasına Mahir ama dolu dolu canı acıyarak. Eeee doğru yolu bulmak kolay değil sonuçta. Sözün özü okuyun doğruyu yanlışı görün, kimseye güvenmeyin diyerek susuyorum....
Daka
DakaErol Yalçın · Okur Kitaplığı · 024 okunma
Reklam
242 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bir insan yaşarken kaç kere ölebilir? İnsan düşünürken bile zorlanıyor ama Leyla ailesini kaybetti öldü, sevdiğini kaybetti öldü, evinde çıkan yangında kızını da kaybettiğini sanınca kendini dış dünyaya tam kapattı yine öldü.İşte insan yaşarken de defalarca ölebiliyormuş. Aslında Leyla mutlu bir çocukluk geçirmiş, aynı mahallenin çocuğu olan Nihat'ı sevmiş ve sevgisine karşılık bulmuş ve mutlu bir yuva kurmuştu. İnsan mutlu olunca hep mutlu olacak diye düşünür ama kaderinde oyunları olacağını hiç düşünmez. Önce ailesi, sonra sevdiği alınır elinden. Tek tesellisi karnındaki bebesi olsa da tek başına nasıl bakacağını düşünürken ortak arkadaşları Harun'un teklifini kabul eder kızı Nila için. Babasız büyümesin diye ama kalbini Harun'a vermeyince hayatlarını zindan etmeye başlar. Günler akıp gider Nila büyür ama babasından hiç sevgi görmeden. Yine de annesinin sevgisi ile mutlu bir çocuk olmuştur hep. Hep sorgulasa da babası ile annesinin arasındaki ilişkiyi bir türlü çözemez. Evlerinde çıkan yangında Nila babasını toprağın altına koyarken annesini de hastane odasına koyar. Vazgeçmeden annesine ulaşmaya çalışır. Yıllar geçer ulaşamaz annesine ama hayatında başka gelişmeler olur. Aşkı bulur, dostluğu bulur, vazgeçmediği için hayattan mutluluğu da bulur. Nila ne olursa olsun yılmadan yorulmadan azimle sarıldı annesine. Bir gün döneceğine olan inancını kaybetmeden. Boşuna dememişler sabreden derviş muradına ermiş diye. Nila da sabretti ve muradına erip ödülünü fazlasıyla aldı. Hayatta insanın başına herseyin gelebileceğinin anlatıldığı, gerçeklerle yüzleştiren bir kitaptı anlayacağınız.
Nila
NilaBüşra Acar · Herdem Kitap · 202221 okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Merak uyandıran bir kapak eşliğinde okumaya başladığım bir kitap oldu Narinnar.Baykuş ile alevlerin birbiri ile nasıl bir bağlantısı olabilir diye düşünerek başladım.İlk sayfalarda baykuş bir anlam kazanmaya başladı ama alevler hala soru işareti olarak kaldı.Sayfalar akıp gittikçe alevler öyle bir dile geldi ki ortalık toz duman altında kaldı
Narinnar
NarinnarÖzlem Oğuz · Dağhan Külegeç Yayınları · 070 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kovan
Zekice kurgulanmış polisiye kitaplarını okumak gibisi yok diyerek sözüme başlamak istiyorum. Kitabın sonuna kadar acaba katil o mu bu mu diyerek okuyup sonunda bambaşka biri çıkmıyor mu katil hayran kalıyorum o zaman kitaba ben. KOVAN da işte öyle bir kitaptı. Anlatımı, konusu, karakterleri ve olaylar arasında ki geçiş ve bağlantılar ile tek
Kovan
KovanMehmet Morkoç · Eyobi Yayınları · 202233 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Değişen bir dünya var kitapta. Güneş fırtınası sonrası mutasyona uğrayan insanlarla dolu. Kimisi kusurlu, kimisi çirkin, kimisi de çok güzel. 18 yaşına gelen her çocuk güzellikleri sayesinde saraya seçilip aileleri ile şehirde rahat bir yaşam sürmeye başlarlar. Seçilemeyenlere olanlar ise bir sır. Yine bir seçim günü Victor da seçilenler arasında yerini alır ve güzelliği ile Leydi Marcilus'un dikkatini çeker. Sadece güzelliği ile de değil merakı da leydini gözünden kaçmaz ve düşündüğü planlarını uygulamaya koyar. Ama planları biraz kanlıdır. Victor gerçekleri öğrenip gün ışığına çıkardıkça Leydi daha çok öfkelenir, öfkelendikçe daha çok kan döker. Sevdiğini de bu kanlı savaşta kaybeden Victor daha neler yaşar neler.... Bol aksiyonlu, biraz kanlı güzel bir kitaptı Şarlatan. Kapağını ilk gördüğümde daha farklı bir içerik düşünmüştüm ama son sayfayı kapatınca budur dedim. Leydi Marcilus tam bir şarlatandı bana göre çünkü. Kitabın kurgusu, abartısız anlatımı ile de o kadar gerçekçiydi ki işte gelecekte bizi bekleyen olaylar bunlar dedirtti. Yazarımızın kalemi de sağlam, kelime seçimi, cümle kurulumu özenli, yazmış olmak için yazmamış yani. Film tadında, biraz ürkütücü, bolca aksiyonlu bir kitap olduğunu da söyleyeyim. Hatta bazı sayfalar da gerim gerim gerildim ama son sayfaya kadar da merakla okudum.
Şarlatan
ŞarlatanAytuğ Tunç Deveci · Otantik Kitap · 2023259 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
Anlamlı bir o kadar da hüzünlü bir öykü kitabı Etini Acıtmak. Adı gibi okurken insanın canını, etini acıtıyor. 11 farklı öykü var kitapta ama her biri roman tadında. Her öykünün sonunda bir yarım kalmışlık hissi var ister kendiniz tamamlayın isterseniz öyküyü tekrar okuyup bütünleyin öyle bir farklılık kitaptaki. Bazı öyküler de insanın hayatından kesitler bulması o yaşanmışlık hissini vermesi en sevdiğim kısmı oldu desem yeridir. Hepsini ayrı severek okudum ama beni en çok etkileyeni Süt, Çamur ve Beton oldu. Neden bilinmez ama karakterin masumluğu, çaresizliği herhalde etkisi altında bıraktı. Dediğim gibi her birinde ayni hissi vermeyi başarmış yazarımız. Anlatımı ile kelimelere yaşam vermiş resmen. Neyse ben susayım siz okuyun ne demek istediğimi anlarsınız zaten...
Etini Acıtmak
Etini AcıtmakOrhan Murat Bahtiyar · Doğan Kitap · 2022207 okunma
Reklam
115 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
Ece kendi deyimiyle Ecel, annesini doğarken öldüren, babasını çok sevdiği karısından ayırdığı için yaşayan bir ölüye çeviren, hiç sevilmeyen hem yetim, hem öksüz. Önce babasını, sonra da babaannesini kaybedince teyzesi yanına alır Ece'yi. Herşey güzel olacak derken eniştesi tarafından tacize uğramaya başlar. Üniversiteyi kazanıp İstanbul'a gelene kadar da devam eder eniştesi. İstanbul Ece için özgürlük gibi görünse de gülmeyen kaderi son görevini de tamamlar tacizlerin sonu tecavüz olur. Artık tamamen yalnız kalan Ece hem çalışıp hem okumaya karar verir vermesine ama kazandığı para giderlerine yetmez. Çözümü para karşılığı vücudunu satmakta bulur. Ama sadece paraya ihtiyaç olduğu zamanlarda. Okulunu başarı ile bitirir ama stajyer avukat olmamak için arkadaşından duyduğu ilana başvurur. Başvurduğu kurum MİT'tir. İşe alınmayacağına inandığı için bir gün gelen telefon ile hayatı değişmeye başlar. Ajan olacaktır Ece ama işin içinden çıkabilecek mi belirsiz. Başına acısıyla tatlısıyla neler gelir neler.... Şimdi ne olacak diyerek sayfalarını çevirdiğim kitabın son sayfasına kadar aksiyon, merak hiç bitmeden devam etti. Son sayfayı kapatırken bile şimdi neler olacak diye düşünerek kapattım. Kitap 115 sayfa ama daha fazla olsa isterdim açıkçası. Birde aşk romanı beklerken böylesi bir kitapla karşılaşmak daha da sevindirdi beni. Anlatımı, konusu ile tam puanı hakeden bir kitaptı. Sadece Ece bu kadar acı bir hayat yaşamasa dedim ama sonra da bu kadar acıya güçlü kalarak cevabını güzel vermiş dedim. Güçlü kadın hikayeleri her zaman okunmalıdır.....
Ece’l
Ece’lCengiz Yantır · Cinius Yayınları · 202240 okunma
204 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Elime aldığımda beni farklı bir hikayenin beklediğini hissetmiştim ama bu kadar farklı ve güzel olacağını düşünmemiştim. Sayfalar akıp giderken karşılaştığım sonu ise hiç tahmin etmemiştim. Kısaca kitabın içinde bir yaşanmışlık, bir duygu karmaşası var diyebilirim. Enis'in rituellerden oluşturduğu hayatına tepeden bakıyoruz. Haftanın 5 günü işine giden ama cuma akşamından pazartesi sabahına kadar yaptıklarını hiç değiştirmeyen garip bir tip Enis. Bir akşam evinde misafir ağırlar, diğer akşam her zaman gittiği yerde rakısını içer eve bir kadın ile döner ama kahvaltıya kadar kalmaz kadın belli bir süre de geçmeden o kadınla tekrar görüşmez. Bir diğer gün ise kendini eski plaklar bulacağı pazarlara atar. Çünkü Enis bir plak koleksiyoncusudur. Sepetteki plaklara bakarken plakların altındaki küçük bir kutu dikkatini çeker içinde altın renkli bir gramafon iğnesi vardır ve satıcı alabileceğini söyler. Alır eve gelir iğneyi gramafonuna takar arkasını döner koltuğunda hiç tanımadığı birisi var korkudan ne yapacağını bilemez, bir süreden sonra merakına yenik düşer ve tekrar çalıştırır gramafonu tekrar aynı adamı karşısında bulur. Biraz sohbetten sonra nasıl geldiği anlaşılır yabancının. Meğerse iğne sihirlidir ve hangi plağı çalmaya başlarsa o plağın ilk sahibi gelirmiş. Bu işi sever Enis, zamanla rituelleri bozulur, sadece ilk sahiplerinden belli başlı kişiler ile sohbete başlar. Geçmişi yüzünden terk ettiği sevgilisi de plak hediye edince aklına bir fikir gelir. İlk sahipler gelip Enis plağı durdurana kadar gitmiyorlarsa neden sevgilisi de yanında hep olmasın. Ama ilk sahibin gelmesi için ölü olması gerekli....
Ölemiyorum Kütüphanesi
Ölemiyorum KütüphanesiBarış Efendioğlu · Yitik Ülke Yayınları · 202242 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kadın olmak her şehirde, her ülke de zor ama İran'da daha da zor. Darağacında sallanmamak için, özgürlük için kaçan biri için ise daha da zor. Tıpkı Sara gibi. Düşüncelerini özgürce ifade eden annesinin sonu gibi bir son yaşamamak için vatanından, sevdiklerinden ayrı kalma pahasına da olsa kendi özgürlüğü için kaçış yolculuğunu okuyoruz
Sürgün
SürgünMurat Durmaz · Lebis Yayınları · 202263 okunma
130 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Ürpertici bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Kitabın ismini ve hemen altında yazan cümleyi okuyunca ilk aklıma gelen soru bu oldu. İlk sayfayı açınca karşıma diyaloglar halinde ilerleyen sayfalar çıktı ve bu merakımı iyice artırdı. Sayfaları çevirdikçe kendimi gizemli bir macera da buldum. Gerçi sadece macera diyemem korku filmi desem yeridir. Bazı sayfalarda o kadar ürperdim ki yavaşça kitabı kapatıp okumaya ara vermeyi bile düşündüm ama neler olacak merakı ağır bastı. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere konumuz kayıp bir sayfayla ilgili ama öyle bildiğimiz sayfalardan değil. Bulan kişiler kötü sonuçlar ile karşılaşıyor ve bu şans da Mary ve eşi Joseph'e denk geldi. Sayfa kimdeyse bir uğursuzluk peşlerinde dolaşıyor. Mary annesinin ölümünden sonra şirketlerine Amerika'dan gelen Joseph ile evlenir ve Amerika'ya dönmeden Mısır da gezmek isterler, tarihi yerleri gezerken Mary bir sayfa bulur ve kötü günler başlar. Korku dolu geceler, kabus dolu rüyalar ile sabahlamaya başlarlar. Bir bilene sorarlar ve sayfayı okumamalarını hatta başkasına vermelerini söyler ama sayfayla birlikte ugursuzluğu ve ölümü de verdiklerini bilmezler. Yavaş yavaş sayfayı ele alanlar ölmeye başlayınca bu lanetten kurtulamayacaklarını anlarlar ama artık çoğu şey için geç kalmışlardır. Mary başladığı yere tek başına döner ve kayıpları, üzüntüleri ile başbaşa yaşamaya kaldığı yerden devam eder. Zorlu bir maceradan Mary kurtuldu ama kimler sayfanın lanetine uğradı, kimler öldü, kimler neler yaşadı. Güzel ve korkutucu bir yolculuk oldu benim için. Tavsiye ederim, okuyun, ürperin...
Kayıp Sayfa
Kayıp SayfaMuhammed Mustafa Çetinkaya · KDY Yayınları · 20207 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Çürüme
Aklınızı karıştıracak, kafanızı allak bullak edecek bir kitap ile geldim. Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı, farklı bir anlatım tarzı var hemde oldukça farklı,  anlatacağını düz yoldan değil bayağı dolambaçlı bir yoldan anlatıyor ama sıkmadan, bunaltmadan. Okurken bolca kendi hayatımı da sorguladım, çoğu şeye yalandan ne kadar takıldığımı anladım
Çürüme
ÇürümeEmre Timur · İnkılap · 2022164 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Büyük bir merak ve heyecanla okuduğum ama yazarın ilk kitabı Sessiz Hasta ile kıyaslayamayacağım bir kitap ile geldim. Evet sürükleyici, evet her sayfa merak ile çevriliyor ama ilk kitaptaki tadı heyecanı alamadım. Söylemeden geçemeyeceğim bunu. Konu olarak güzeldi ama katil kitabın ortalarında kendini biraz belli etti ama yine de sonunda beklemediğim bir gerçekle yüzleştim bu da heyecanı dorukta tutan noktası oldu kitabın. Kitabın konusuna gelecek olursam, Mariana babası ile arasına fazla mesafe koymak için Yunanistan'dan İngiltere'ye okumak için gelmiş kızımız. Burada tanıştığı Sebastian ile okul bitince evlenirler ama mutlulukları çok uzun sürmez, trajik bir kaza sonucu kaybeder eşini. Bir gün yeğeni Zoe'den telefon gelir, en iyi arkadaşının öldüğünü söyler. Bunun üzerine Mariana eski okulu da olan okula gider. Başka kızların da ölmesi üzerine kendini katili bulmaya adar. Ölen kızların çevresine bakıldığında oklar tek bir kişiyi gösterir. Profesör Edward Fosca. Ben katilim değilim desede ölen kizlar öğrencileridir. Mariana'ya gelen notlar da Profesör'ün ilgi alanı olan tregadyalar üzerinden cümlelerden olunca Mariana onun katil olduğuna inanır ve herkesi inandırmaya çalışır ama bilmediği sıradaki kurbanın kendisi olduğudur. Katille yüzyüze gelince büyük bir hata yaptığını anlar ve büyük bir şok yaşar katilin kim olduğunu görünce. Acaba katil kim? İşte böyle bir konusu vardı kitabın ama bu sadece buzdağının görünen kısmı yani dahası kitabın tamamında okuyup katil kimmiş, neden öldürmüş o kızları amacını nedenlerini öğrenin. Şimdiden keyifli okumalar dilerim
Yitik Kızlar
Yitik KızlarAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 2022903 okunma