Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazlıcan Karakaya

Güven dolu bir saflıkla geçen birkaç hafta boyunca gelecekte özgürlük gibi insan hayatının da dokunulmazlığa sahip olacağını sandık.
Sayfa 9 - Önsöz
Reklam
Bana öyle geliyor ki bizler semptomlar üzerine çok fazla odaklanıyor ve nedenleri hakkında çok az düşünüyoruz. Çocukları yetiştirirken sadece rahat bırakılmayı ve sorun yaşamamayı, kısacası örnek bir çocuk yetiştirmeyi amaçlıyor ve böyle bir gelişim sürecinin çocuğa faydalı olup olmadığı üzerinde çok az kafa yoruyoruz.
Sayfa 170
Fethedilecek bir durumun olmadığı yerde fatih olmak mümkün değildir.
Sayfa 167

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yukarıda bahsettiklerimiz, sıklıkla sorulan "Neden bazı insanlar hiç rüya görmez?" sorusuna yanıt olarak kabul edilebilir. Kendilerini kandırmak istemeyen insanlar vardır. Bu kişiler eylem ve mantığa güvenir, ayrıca sorunlarla yüzleşmek isterler. Rüya görseler bile onları kısa süre içerisinde unuturlar. Gördükleri rüyayı çok çabuk unuttuklarından rüya gördüklerine inanmazlar.
Sayfa 114
Şairler bile benzetmelere başvururlar, ancak bunu hoş şekilde yaparlar ve bizler de onların kullandıkları benzetmelerden ve şiirsel kıyaslamalardan hoşlanırız. Onlar bizi sıradan kelimeler kullanıldığında etkileneceğimizden daha fazla etkilemek isterler. Örneğin Homeros'un Yunan askerlerinin savaş alanında aslanlar gibi koştukları benzetmesini okurken dikkatli bir tutum içindeysek etkilenmeyiz ancak şiirsel bir havadaysak keyif alabiliriz. Yazar bizi inanılmaz bir güce sahip olduğuna inandırır. Yazarken sadece askerlerin giydiği kıyafetlerden veya taşıdığı silahlardan bahsetmiş olsaydı bunu yapamazdı.
Sayfa 113
Reklam
"bir yaşam tamamen anlamsız bile olsa, yani boşa bile harcansa, bu duruma yönelik tavrımızla son anda bile anlam kazanabilir."
Sayfa 92
Mutluluğun kendiliğinden olması gerekir, kendiliğinden olmasına izin vermemiz gerekir. Tersine, mutluluğu ne kadar çok amaçlarsak, o kadar çok kaçırırız.
Sayfa 75
Peki nedenle sebep arasındaki fark nedir? Soğan doğradığınız zaman gözleriniz yaşarır: Gözyaşlarınızın bir nedeni vardır. Ama ağlamak için bir sebebiniz yoktur. Ama sevilen birisi ölürse, ağlamak için sebebiniz olur. Dağcılık yapıyorsanız ve 3000 metreye ulaşmışsanız, bir baskı ve kaygı duygusuyla başa çıkmak zorunda kalabilirsiniz. Bu ya bir nedenden, ya da bir sebepten kaynaklanabilir. Oksijen yetersizliği neden olabilir. Ama donanımınızın veya eğitiminizin yeterli olmadığını biliyorsanız, kaygınızın bir sebebi vardır.
Sayfa 52
Neden birlik olmak, biz olmak için her zaman bir "öteki"ye, bir dış tehdide ihtiyaç duyuyoruz? Bu tehdit oluştuğunda kolayca "biz" olabilirken; neden günlük yaşam akıp giderken her günümüzü birbirimiz için cehenneme çeviriyoruz?
Sayfa 247
insanın aklı bilmese bile içi his olarak yaşamında kendi olup olmadığını bilir.
Sayfa 216
Reklam
biz insana "insan" olduğu için değil, gücü kadar değer veriyoruz.
Sayfa 89
hüzün ve acı özümüzün bir parçası olmuş. Yani halk müziğine baktığımda da bunu açık seçik görüyo­rum. Evet, içlerinde neşeli olanlar da var ama ağırlıklı olarak türkülerimiz hüzünlü... Nereden geliyor bu acı? Kendisini anlamlı ve coşkulu bir yolculuğun içerisinde bulamamaktan geliyor. Ama bir taraftan bunun mümkün olduğunu da hisse­diyor. O nedenle bir yakarış, bir özlem başlıyor. Biz de türkü yakıyoruz! Türküler aracılığıyla acımızı, sızımızı dile getirip yakarıyoruz. Türkülerimiz kendisi olamayan, kendisiyle ilişki kuramayan, dolayısıyla diğerleriyle de düzgün bir ilişki içine giremeyen insanların öykülerini, duygularını anlatıyor. Nere­deyse her sorunun kökeninde bu var.
Sayfa 55 - 55-56
Çocukluktaki utandırılma insanın bütün hücrelerine işler. İnsanın özüne kadar gider. İşte o zaman mutluluktan kor­ kar hale gelirsin; hayatında iyi bir şey olduğu zaman bilirsin ki bir şeyler ters gidecek. Başına bir şey geldiğinde de, "Çok şükür zaten mutlu değilim," deyip kendini güvende hissedersin.
Sayfa 46
Bu ülkede içindeki çocuk utanca boğulmuş ve bunalmış o kadar insan var ki! Ben onlara "yetişkin çocuklar" diyorum. İçi çocuk ama bedenen yetişkin... Bunlar kötü insanlar değiller ama her türlü kötülüğü de yapabilirler.
Sayfa 46
Çünkü insan kendi özünü ne kadar erken fark ederse, ken­disiyle ne kadar erken ilişki kurarsa o kadar yaşıyor demektir.
Sayfa 24
223 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.