Hiç aşık oldun mu?
Seni çok hassas yapar. Göğsünü ve kalbini açar ve bu demektir ki birisi gelip oraya girerek seni darmadağın edebilir. Bütün o savunmaları oluşturursun. Yıllarca seni hiçbirşey incitmesin diye bütün o zırhı kuşanırsın. Sonra diğer aptallardan farklı olmayan aptal biri,senin aptal hayatına girer. Onlara bir parçanı verirsin.bunu istemezler. Bir gün seni öpmek ya da sana gülümsemek gibi aptalca birşey yaparlar ve ondan sonra hayatın artık sana ait değildir.
Aşk rehin alır. Senin içine girer.Seni yer bitirir ve karanlıkta ağlarken bırakır, böylece '' belki sadece arkadaş kalmalıyız'' ya da '' ne kadar anlayışlısın'' gibi basit cümle kalbine giden camdan bir kıymığa dönüşüverir. İncitir. Sadece hayalinde değil. Sadece beyninde değil. ruhun incinir, bedenin incinir, içine giren ve seni paramparça eden acı.
Hiçbir şeyin buna gücü yetmemeli-özellikle aşkın.
Aşktan nefret ediyorum.
“Kitaplardaki kişiler kitap okumazlar. Birisi odaya girdiğinde hemen kitaplarını kapatırlar ya da hayalini kurdukları şeyleri anlattığı için kitapları bir kenara fırlatıp atarlar ya da yüzleşmek istemeyecekleri konular hakkında birileri konuşurken, tartışmamak için başlarını kitaplara
gömerler. Ama onları okumazlar. Kitaplar tekrarlamalı olmalı, her kitap etkin bir biçimde sonsuza kadar okunmalı, böylece hepsi okunmadan tek bir tanesi bitirilmemeli.
-bu sene hiç kitap okudun mu?”