1930'lu yıllarda Nazi Almanya'sından kaçıp Türkiye'ye gelen ve İstanbul'da hocalık yapmış bir hukuk profesörü olan Maximillian Wagner'in, yıllar sonra Amerika'dan tekrar Türkiye'ye gelmesini ve onunla ilgilenmesi için İstanbul Üniversitesi tarafından görevlendirilmiş Maya Duran isimli bir kadının başından geçen olayların anlatıldığı, soluksuz okuyacağınız bir kitap Serenad.
Struma gemisi, Nazi zulmü, Mavi alay, Almanya'dan kaçıp Türkiye'ye gelen bilim adamları ve paha biçilmez katkılarının yazıldığı ve sadece aşk romanı olarak değil ciddi tarihi bilgilere de yer verilmiş bu kitapta.
Kitapta en can alıcı ve beğendiğim cümlelerine gelince “Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun”!
"Hiçbir iktidar masum değildir. Bütün iktidarlar öyle ya da böyle, birinin katilidir…"oldu.
Hem Müslüman, hem Yahudi, hem Katolik’tim. Yani insandım."
Ama inan bana, insanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür.
Oldukça akıcı ve tekrarı olmayan bir üslup kullanılmış. Günümüzde yozlaşan Aşk teması öyle güzel vurgulanmış ki. Ölmeden okunması gereken roman arasına almanız tavsiye edilir..