Olayların etkisi, tamamen bizim onu nasıl tarif ettiğimizle ilgili. Öldü, düştü, parçalandı diye anlattığında trajik olacak bir şey, uçtu dediğinde bambaşka bir his bırakıyor. Artık seçtiğim kelimelere daha çok dikkat ediyorum. Umarım zamanı geldiğinde benim ardımdan da “Yaşadı ve uçtu” derler. Seninle aramızda olan bitenleri büyük ölçüde unuttum. Anılar sanki başka bir hayata aitmiş gibi görünüyor gözüme. Ama bu, beraberinde düşündüğün gibi bir yok oluş getirmiyor. Ben seni kalbimin hafızasıyla hatırlıyorum.
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Cemal Süreya
Susuz, soğuk dudaklardan döküldü birkaç hece.
Bak, gökyüzü berrak, yağmur var ve ıslandım.
Her dervişin dimağında yer eden bir bilmece.
Yıl 57, yer Nedim divanında bir gece.
Huzurlu bir ses yükseliyor Sıla-i Rahim’den.
Ölmenin tam zamanı hazır hava güzelken.
Çeşminden dökülmüş doğarken kıvırcık saçların,
bir ezanla fısıldanmış en güzel isim; ADIN.
Şair Lütfü
Üç yıldır bütün sesler senin yarım kalmış sesin
Üç yıldır yüzün dünyanın tek fotoğrafı
Üç yıldır senden yapılmış bir kapıyım.
Bunu da sen öğrettin biliyor musun
Sevmek ölümden uzun sürüyormuş
📜 Şükrü Erbaş
Hiçbir an'ını tanımlamaya kalkmadan
Kısacık ömürler biçiyoruz kendimize
Sonra yolculuklara çıkıyoruz, bir kentten
Ötekine giderken özlüyoruz bir başkasını
Özlediğimiz birileri olmalı diyordun
Yanındayken bile özlediğimiz birileri
Öyleyse kalkıp Ati'ye gitmelisin, İstanbul'a
Belki hâlâ saklıyordur bir gülü kimbilir
Yaşandı mı o sıcak kış, yaşlandık mı
Aynalara bakmaya vakit bulamadık
Dönüp dönüp birbirimize bakmalardan
Yaşandı mı o sımsıcak kış, ne dersin
📜 Ahmet Telli