"Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
Kırlara yayılan ilkbahar gibi
Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
Göğsümün içinde ateş var gibi
Bazı nur içinde, bazı sisteyim
Bazı beni seven bir göğüsteyim
Kah el üstündeydim, kah hapisteydim
"Sen bilmezsin beni,
Sekiz çekirdeklidir yüreğim...
Mevsimli mevsimsiz aşık olurum,
Biri bitmeden diğeri girer kalbime,
Her gün sevda törenidir yüreğim...
Her biri ayrı hikayelerle zihnimde,
Ne yardan geçerim ne de serden,
Ne şiş yansın derim ne de kebap.
Ortaya yazarım şiirlerimi hep.
Hiç biri gitmesin kalsın bende,
Hepsi de üstüne alınsın isterim...
Ama bu günlerde nedense hep,
Bir sana akıyor kalemim.
Zamanıdır bilsinler artık onlar da,
Bundan sonra bütün şiirlerim sana...
Her aşık olduğumda bir başkasına,
İhanet sayıyorum inan artık sana
Ve hiç kimseyi üç günden fazla,
Saklayamıyorum işte tam buramda..."
Tanju Çubukcu
"Durdu bir avuç yiğit
Bir tutam kır çiçeği
Ölüm dediğiniz de ne ki
Gözümüzde hainler kadar küçük
Ve zafere inancımız
Ölümsüzleşen ölümler kadar büyük
Onlar ki bir ayrıkotu tarlasında
Bir tutam çiçektiler
Binlerce ihanet çirkinliğinde
Bir avuç direnci güzellediler
Hiçbir şey bitmemişti daha
Gülerek girdiler zulüm tufanına
Ölerek girdiler
Ve en dayanılmazında tufanların
Adlarını bile söylemediler..."
"Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!"