Ne var ki bir memleketin genel görünüşünü anlatmak için önce helalarına bakmak gerektiğinde direnen bir yanım vardı. Görülüyor ki biz henüz eski ile yeninin, Doğu ile Batı'nın, alaturka ile alafranganın kolları arasında yaşayan bir topluluktuk.
Lambanın kızıl aydınlığında, uykuyu odanın eşiğinden içeri sokmayarak kitabın dikdörtgen kapısından rüya âlemlerine dalmak, insanı dünyaya gelmiş olmaktan pişman etmezdi.
Çıktığın yolda, bugün yelken açıp yapayalnız
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervasız
Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar
İnsan âlemde hayal ettiği nisbette yaşar.
"İnsanların yaşamı, karanlıklarından çıkıp bir süre bir mum ışığı çevresinde toplandıktan sonra, herkesin kendi karanlığına dönüp yok olmasından ibarettir."