Kırmızı saçlı kadın ödev gibi yazılmış bir metin. Derdini anlatmak isteyen yazar, oluşturduğu kurgusal düzenle amacına tamamıyla ulaşıyor: Efsanelerimiz mikro yaşamlarımızda devam etmektedir ve kültürlerin hayata bakış açılarında zıtlıklar mevcuttur. Romanda rahatsız edici husus olarak, kurgusal düzen kendini öylesine ortaya koymuş ki acılar, hüzünler, aşklar karakterlere dikte edilen görevler gibi olduğundan bende karşılığını bulamadılar.
İki efsane üzerinden toplumlar arası bir çıkarım. Doğu kültürü ve edebiyatına sırtımızı dönüşümüz üstü kapalı bir biçimde eleştiriliyor ama bununla beraber batı kültürü ve edebiyatını da tam olarak benimsemiş sayılmayız. Anlaşılan o ki bu karmaşık durumda kim neyi benimserse benimsesin mutlaka karşısında yükselen bir ses bulacaktır bazen baba oğulu bezen de oğul babayı öldürecektir bu coğrafyada, bizim de kaderden kaçamayışımız bu şekilde tecelli edecek gibidir. . Ayrıca İstanbul'un belli bir dönem nasıl sömürüldüğü , hiçbir değere ve değerli olana dikkat edilmeyerek betonlaşmaya nasıl maruz bırakıldığı metinlerin arasında dolanıyor.