“Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.”
Jessica Stone, Yıldızalanı’nın biricik Prenses Amara’sı, hayranlar tarafından uğradığı tacizlerden, bu dizide bir geleceği olamayacağı düşüncesinden ve oynadığı karakterin aldığı kararlardan dolayı hayranların baskısını iliklerine kadar hissederken rolünü dilediğince sevemeyen bir oyuncu…
Imogen, en sevdiği karakter olan Amara’yı kurtarmak (diziye geri döndürmek) için kampanya başlatan sıradan bir hayran.
İkisinin hayatı bir röportaj ile birleşiyor ve ayrılırken birbirlerinin hayatlarından bir şeyleri hayatlarına katıyorlar.
Artık Yıldızalanı göndermelerine alıştığım için canımı sıkmadı ya da zorlamadı ama karşılaştıracak olursak ilk kitabı daha çok sevdim.
“Hikâyemin hem kötü karakteri hem de kahramanıydım. Biraz annem, biraz da babam. Bu evrenin bir parçasıydım. Hem İmkânların evreninin hem de İmkânsız evrenin.
Ben, bir hiç değildim.”
Elle, babasını kaybettikten sonra üvey annesi ve 2 üvey kız kardeşiyle baş başa, resmen cehennemde yaşayan geek bi kız. Ona her sorunu unutturabilecek tek şey, Yıldızalanı. Yıldızalanı ise onun annesi ve babasıyla izlediği hayatının her parçasını oluşturan dizi…
Darien Freeman, kadrosu yenilenen yıldızalanının yeni Prens Carmindor’u -eski hayranlara göre ise ‘çekici bir sersem’ ya da ‘beyinsiz pembe dizi oyuncusu’- ekranlarda görünenin aksine -babalığı unutmuş- menajerini ne derse onu yapıyor ve kendisine ait hissettiği tek şeyi elinde tutmaya çalışıyor, Yıldızalanı…
Peki bu ikisinin hayatları nasıl birbirine değiyor? Okumadan bilemezsiniz…
İlk başlarda kitabı okumak biraz zorlayıcıydı çünkü varolmayan bir diziden bahsediliyor ve o diziye göndermeler ya da alıntılar yapılıyordu. Zamanla zihniniz alıntıları birleştiriyor ve her şeyi anlıyorsunuz. Kitap bir yerden sonra o kadar hızlı akıyor ki fark edemeden son sayfaya varıyorsunuz.
GeekerellaAshley Poston · Yabancı Yayınları · 20201,680 okunma
Günlük hayatta geçmişiniz peşinizi bırakmıyorsa bunu atlatmak için tehlikeli ve içine tıkılı kalabileceğiniz bir bilinçaltı oynunu oynar mıydınız?
Kitap, oyuncuların geçmişi ve bu geçmişten dolayı onları rahatsız eden bugünü oyuncuların gözünden anlatıyor ve gecenin gizemli oyunu onlar için başlıyor. İçinde şifreler, görevler ve oldukça fazla gizem bulunuyor. Peki anahtarlar nerede?
“Bu gece, geçmişin izlerinin peşine düşmeye, bilinçaltında yüzleşmeye, paradokslarla çevrili rüyalar alemine dalmaya hazır mısın?”