Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Erkan

Ömer Erkan
@omrrkn
15 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
315 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yanılmıyorsam yazarın ilk romanı. Duygusal dönemime mi denk geldiğindendir, bilmiyorum. Fakat son sayfaları resmen salya sümük ağlayarak okudum. Yeni yazarlar keşfetmeyi çok seviyorum ve Serdal Karakuş’un birçok yazar diye geçinen yazanlardan çok çok daha iyi olduğu kesin. Keşke yeni ve bilinmemiş yazarlara çok daha önem verilse. Keşfedilecek ne kadar çok cevher vardır kim bilir?! Nazim, Fikret, canım küçük Fikret, Asuman, İsmail Amca, Sakine Hanım... Ne güzel, hayatımda yer edinen kahramanlar olacak kalacaksınız. Edebi anlamda bir yorum elbette ki yapamam, benim alanım değil. Fakat önerimdir :)
Kapanca Sokak
Kapanca SokakSerdal Karakuş · Siyah Kitap Yayınları · 201710 okunma
Reklam
386 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Ben çok sevdim. Bir “Ustam ve Ben” ya da “Aşk” değildi elbette. Fakat yarışır. Zaten yazarın kendi kitapları arasında karşılaştırma yapınca da kızıyorum kendime. Nedense her başka kitabını okuduğumda bir önceki okuduğum kitabının tadını arıyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki, onlar kadar güzel, onlar kadar nefis bir roman. Tarih bilgisi anlamında o kadar geniş olmasa da... Tat olarak aynı diyelim :) Elif Şafak’ı her elime alışımda, her Şafak romanı okuduğumda kendimi popüler kültüre hizmet ediyormuşum gibi hissetsem de seviyorum yazarı, yapacak bir şey yok. Kitaba gelirsek, çok fazla bilgi vermeden; Leyla, ah canım Leyla... Ölümünden sonraki on dakika ve otuz sekiz saniye geçen sürede çocukluğundan ölümüne kadarki yaşadıklarını hatırlıyor. Zira insan beyni öldükten tam on dakika otuz sekiz saniye daha çalışmaya devam edermiş. Leyla’dan ziyade uzun bir süre aklımdan çıkmayacak karakterler daha var; Leyla’nın beş kadim dostu; Cemile, Zeynep122, Hollywood Hümeyra, Sabotaj Sinan ve Nostalji Nalan. Tabi bir de D/Ali... Son derece güzel bir kurgu, sürükleyici ve etkiliyeci bir roman.
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz SaniyeElif Şafak · Doğan Kitap · 20195,6bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
80 günde okudu
Uzun bir süre başucu kitabımdı “Bir varmış Bir yokmuş”. Yoğun geçen bir süreçte başlamıştım ve çok fazla vaktim olmuyordu bir an önce başına oturup bir günde bitirmeye. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk kısım kurgu hikayelerden oluşuyor, İkinci kısım ise gerçek hayattan alınmış hikayeler barındırmakta. İlk olarak birinci kısımdaki hikayeleri okumak gayet hoştu. Fazlaca masalsı hikayelerden oluşuyor. Belki de ismini bu sebepten dolayı böyle düşünmüştür yazar. Fakat ikinci kısma başlayınca gerçek hayata dönüyorsunuz ve bir çok dergide yayımlanmış yazıları okuyorsunuz. Aslında daha önceden yayımlanmış öyküleri ya da daha doğrusu köşe yazılarını okumayı pek sevmem. Yani kitapta okumayı pek sevmem. Fakat yoğun bir dönemden geçiyorsanız ve ara ara kitap okumak istiyor ama vakit bulamıyorsanız köşe yazılarından oluşan kitapları okumak gerçekten mantıklı olabiliyor. Çünkü elinize alıp bir öyküyü okuyup birkaç sayfa sonra bitirip ertesi gün yeni bir öyküye başlayabiliyorsunuz. İkinci kısımdaki son öykü beni gerçekten derinden etkiledi. Rabia’nın töre cinayetine kurban gidişini anlatan öyküyü okumak gerçekten üzücü idi. Aslında bu tarz hikayeleri çok duyduk, çok okuduk ama Rabia’nın hikayesi gerçekten derinden etkiledi beni. Bu tarz vahşetlerin, cinayetlerin, işkencelerin yaşanmış ve maalesef hala yaşanıyor olması ürkütücü. kitabın akıcılığı her zamanki gibi Ayşe Kulin akıcılığı idi. O konuda hiçbir sıkıntı yaşamadım. Ayşe Kulin okumak gerçekten iyi geliyorz
Bir Varmış Bir Yokmuş
Bir Varmış Bir YokmuşAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20121,345 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İlk edebi eserimiz olmasına rağmen çok geç okuma fırsatı geçti elime. Fakat kitabı okurken ister istemez bazı düşüncelere daldım. Kitap evlerinde, ünlü kitap satış mağazalarında, internette, kısacası kitap satılan ve paylaşılan her yerde edebiyatla uzaktan yakından alakası olmayan kitapların ''çok satanlar'', ''çok okunanlar'' gibi kategorilerde bulunması beni çok endişelendirdi. Yıllar öncesinde kitap yazmak, yayımlatmak bu kadar zor iken ve nice yazarların belki de yayımlatamadıkları nice eserleri heder olmuşken, günümüzde onlarca okunmaya değer sayılmayacak kitabın basılması ve hatta bunlara ''kitap'', ''eser'' denmesi çok üzücü. Kitabı okurken bir yeşilçam filmi tadı hissediyor insan. Okumayı gerçekten sevmeyenler için sıkıcı gelebilir. Fakat edebiyatı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir eser. Zira çok fazla duyulmamış, okunmamış kelime barındırıyor kitap. Özellikle betimlemeri çok hoş Namık Kemal'in. Ben çok sevdim. Hikaye ise baştan biraz sıkıyor gibi gelebilir fakat kitabın son sayfalarındaki heyecan gitgide artıyor ve bir an önce sonun gelmesini istiyorsunuz. Düşündürücü birçok şey bulunabilinir kitapta. Ve sonu şöyle bitiyor, ''Son pişmanlık fayda vermez.''
İntibah
İntibahNamık Kemal · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201639,7bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Çok fazla gündemde olan kitapları okumak gibi bir huyum yoktur. Ne zamanki kitap gündemden düşer, unutulup gider, o vakit bütünleşirim sessizce, kimseler bilmeden. Allah De Ötesini Bırak'ı psikolojik olarak biraz değişken ruhlu halimde, birdenbire alıp okuma gereği hissettim. Çok güzel alıntıların bulunduğu, insanı rahatlatan, ferahlık veren cümlelerle, insanın bir nebze de olsa ruhunu hafifletecek hikayelerin bulunduğu bir kitap. Akıcı ve kesinlikle sıkılmadan okudum. Birkaç defa molalar hariç elimden düşmedi. Romanlara, öykülere ara vermek, tür değiştirmek için ideal bir kitap.
Allah De Ötesini Bırak
Allah De Ötesini BırakUğur Koşar · Destek Yayınları · 20138,3bin okunma
Reklam
270 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Yaklaşık 2 senedir kitaplığımda okunmayı bekliyordu ‘Aslında Hayal’. Birkaç gün önce başladım ve açıkcası uzun bir süre sadece roman okuduktan sonra iyi geldi anı okumak. Özellikle kitaplarla, yazmak ve yazarlıkla ilgi konulara meraklı olanlar için hiç de can sıkıcı bir kitap değil. Fakat sonlarına doğru tavsamaya başlıyor. Daha öncesinde benim için sadece “Kürşat Başar”la programından tanıdığım, öncesinde hiçbir kitabını okumadığım ve hiç de oturup izlemediğim bir kişilikti kendisi. Fakat bu kitap sayesinde edebiyatla, yazarlıkla, gazetecilik ve müzikle ne kadar içli dışlı birisi olduğunu öğrenmiş oldum. Çok da kötü bir kitap değildi. Hiçbir Kürşat Başar kitabı okumamış bir insan da bittabi okuyabilir. Üzüldüğüm ve beni yoran, zaman zaman bunalıma sokan bir konu oldu. Özellikle Everest gibi büyük ve birçok önemli esere imza atmış bir yayınevinin, “bir şey”, “her şey” ve birkaç kelimeyi daha sürekli yanlış/birleşik yazmış olması. Yazım hatasından bahsetmiyorum. Zira sürekli ve yanlış yazılmış. Birçok kez kitabı fırlatıp atma isteği uyandırdı bu olgu bende. Neyse ki sabır ve sükunetle bitirdim. Güzel taraflarından biri de, artık bir Kürşat Başar okuru olacağımı fark ettim. Zira “Başucumda Müzik” ve “Yaz” kitaplarını okuyacağım günleri heyecanla bekliyorum.
Aslında Hayal
Aslında HayalKürşat Başar · Everest Yayınları · 2016217 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Sırasıyla 'Gizli Anların Yolcusu', 'Bora'nın Kitabı', 'Dönüş', 'Kanadı Kırık Kuşlar', 'Kördüğüm'deki hikayeler ve karakterler üzerine yazılmış bir kitap 'Son'. Başlarken çok fazla beklenti içerisinde olduğumu fark ettim. Sanıyordum ki Derya'nın İlhami'nin ve birçoğunun sonunu öğrenecektim. Fakat birçok konu havada kaldı sanki. Derya'ya çok çabuk veda ettik kitapta. Derya hakkında, özellikle Dönüş'te daha çok sevdiğim Derya karakteri hakkında daha fazla okumak isterdim. Fakat kitabın henüz yarısında hikayesi bir nevi son buldu. Diğer bir çok karakterin hikayesi yarım kalmış gibi hissettim. Daha çok Esra'yı anlatmak istemiş yazar kitapta. Akıcı her zamanki gibi. Ayşe Kulin'den aksi beklenemezdi zaten. Bazı yerlerinde sıkıldım ister istemez. Fazla uzatılmış gibi geldi bana bir kaç sahnesi. Ben en çok ''sinir eden'', hatta okurken okumak istemediğim ''Aguli'' ismi oldu. İsim o kadar itici geldi ki bana, bir süre sonra bırakmayı bile düşündüm kitabı. Kısacası Ada denmesi yeterli gelebilirdi. Fakat lakap defalarca kullanılmış ve bir zaman sonra çocuk kitabı okuyor gibi hissettim kendimi. Son olarak, Ayşe Kulin fanatiği olarak, kendisinin birkaçtır rahatsız olduğum huyundan bahsetmek istiyorum. Özellikte son yıllarda yazdığı kitaplarda siyasi görüşünü çok fazla belli ediyor. Birkaç yerde rastladım ve o cümleleri okudukça rahatsız oldum. Rahatsız oldum çünkü her ne düşünürse düşünsün beni ilgilendirmez. Tam tersi olup da muhalefet etmeyip, yandaş olsaydı da rahatsız olurdum. Zira siyasetin de bir dozu ve limiti olduğunu düşünüyorum. Bence hiç gereği yok bu tarz kişisel görüşlerini belirtmesine.
Son
SonAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20183,623 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Bulmaca gazetesinin çekilişinde kazandığım bir “şiir/edebiyat” kitabı. Sadece okumuş olmak için okudum. Kesinlikle zaman kaybı ve onca eser varken diğer üstadlara saygısızlık olarak basılmış bir “eser”. Üzgünüm!
Soğuk Kahve
Soğuk KahveAhmet Batman · Destek Yayınları · 201314,4bin okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Ayşe Kulin’in akıcı kalemi şüphesiz bu kitapta da kendini gösteriyor. Aksini düşünmemiş ve tereddüt etmemiştim. Tutsak Güneş’ten sonra yine yeni bir türde kendini göstermek istediğini düşündüm açıkcası. Sıkılmadan okudum diyebilirim fakat önerir miyim? Bir “Sevdalinka”, “Nefes Nefese”, ”Adı: Aylin” veya “Füreya” değil tabi ki de. Bir kitapta diğer kitaplarının aynını beklemek kesinlikle doğru değil, farkındayım ama o tadı aradım açıkcası. Kötü mü? Tabi ki de değil. Fakat birçok soru işareti kaldı kafamda. Çipe ne oldu mesela? Çipte ne yazıyordu? Tarık’a ne oldu... Sanırım tüm bu sorularıma da yeni kitabı “Son”da cevap bulacağım. En azından ümit ediyorum. Dipnot: Yazarın bir önceki kitabı “Kanadı Kırık Kuşlar”ı öncesinde okursanız, Esra karakterinin geçmişini, ailesini daha net tanıyarak kitaba başlayabilirsiniz.
Kördüğüm
KördüğümAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20176,8bin okunma