Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Öner TURAN

Öner TURAN
@onerturan
Eğitim Teknoloğu
İstanbul
42 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Davet
Seni ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık; Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık! Çalmamış bir gece mademki felekten gönlüm, Gelecek, bari elinden dilerim gelsin ölüm. Toprağın rengi kanımdan kızarırken, yer yer, Uzanıp, sapsarı, son bûsemi koymazsam eğer O benim kalbimi göğsümden ayırmış çeliğe, Gezsin ismim yedi kat gökte bugün kahpe diye. Beni kahretmeden âlemde o bigâne duruş Bana sal yalvarırım pençeni, ey yırtıcı kuş! İşte ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık; Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!
Sayfa 49
Reklam
MONNA ROSA I- AŞK VE ÇİLELER Monna Rosa, siyah güller, ak güller, Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa, bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar.
Eğer ölüm kaçınılmaz olmasaydı insan bütün yaşamanı ondan uzak durmaya adayacaktı.Hiçbir tehlikeyi göze almayacak, hiçbir işe el atmayacak, yeni bir şey bulmayacak, hiçbir şey yapmayacaktı. Yaşam sürekli bir uyuşukluk olacaktı. Tanrı'ya bize ölümü armağan ettiği için şükredelim, çünkü yaşam, ölümle anlam kazanıyor.Günün anlamı olması için gece, konuşmanın anlamı olması için sessizlik, barışın anlamı olması için savaş gereklidir.O'na şükredelim, çünkü O'nun bilgeliği SONSUZDUR.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rivayet ederler ki bir padişah Mecnun'u yanına getirtti ve ona şöyle dedi: "Sana ne oldu böyle? Niçin kendini rezil rüsva ediyorsun? Evini terkettin, harap ve perişan oldun! Leyla da ne ki, ne güzelliği varmış onun? Ben sana öyle güzeller, öyle dilberler göstereyim de gör! Hepsini de sana feda edeceğim, hepsini sana armağan edeceğim." Onca güzeller Mecnun'a gösterildi de Mecnun başını bir kere olsun kaldırıp bakmadı bile. Bakışlarını kendi ayak uçlarını dikip öylece durdu. Padişah, “Kaldır başını da bak!" deyince Mecnun, "Korkuyorum, çünkü Leyla'nın aşkı, kılıcını çekmiş duru yor. Başımı kaldırırsam, uçuracak!" cevabını verdi. Leyla'nın aşkına işte böylesine batip, o aşk içinde işte böylesine kaybolmuştu! Başka genç kızların da gözleri, ağızları ve burunları vardı. Acaba Leyla'da ne bulmuştu da bu hâle düşmüştü?
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı Seni beklediğim kadar ...
Reklam
Bütün büyük adamların maiyetlerinde çalışanlara daima elbiselerini ve öteberilerini vermeleri bu yüzdendir. Roma imparatorlanı, krallar, büyük diktatörler hep kendileri gibi düşünsünler diye eşyalarını dostlarına hediye ederlerdi. Hattâ Osmanlı hükümdarlarının, vezirlerinin kürk ve kaftan ihsan etmeleri de bu yüzden olsa gerektir. Siz, farkında olmadan tarihin büyük bir sırrını, bir çeşit psikolojik mekanizmayı keşfettiniz !
Sayfa 17
Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer: Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut "Ben artik bir başkasıyım!" diyebilmek saadeti.
Sayfa 17
Divan kelimesinin doğuşu
Hesapların tutulduğu bu kitap ve bu işleri yapanların bulunduğu yer " divan" olarak isimlendirilir. Bu isimlendirme hakkında şöyle deniyor: Bir keresinde kisra ( Fars hükümdarı ), bu dairelerde çalışanları sayım ve hesap işleri yaparken kendi kendilerine konuşuyorlarmış gibi görünce, onlara Farsça'da " deliler" anlamına gelen " divaneh " demiştir. Sonra çok kullanılan kelime kolaylık olsun diye "h" harfi atılışmı " divan" olmuştur.
Sayfa 332Kitabı okudu
Papa neden Papa ?
Piskoposlar, saygı ve hürmetten dolayı patriklere " eb"(baba) olarak hitap ediyorlardı.Ancak zamanla (piskoposlar için de kullanılan ) bu lakap karışıklığa yol açmış ve patriği piskoposlardan ayırmak için ona babaların babası anlamına gelen "papa" ismini vermişlerdir. Circis bin Amid'in "Tarih" kitabında kullanılmıştır.
Adalet
Yani bu görevi görevi yapıyor olmak adaletli olmayı gerektirmez, bilakis adaletli olunduğu için bu görev yapılır.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
Gücü olmayanın alınacak kararlarda bir etkisi de yoktur.
Sayfa 311Kitabı okudu
Her akıl, gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkâr eder.
Sayfa 154Kitabı okudu
Gıdalar da genel olarak ölçü kaçırıldığında zehir gibidir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Bil ki çok yemek yemenin bedendeki(olumsuz) etkileri din ve ibadetler konusunda bile ortaya çıkmaktadır. Badiyelerde ve şehirlerde, lüks içinde yaşayanlara göre dindar ve ibadetlere daha düşkün oldukları görülür.
Sayfa 124Kitabı okudu
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.