Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Yahudiler Peygamberimizi(s.a.v) çocukluğundan itibaren gözetim altında tutuyorlardı. Bu gözetim esnasında çocukluğunda bir kere kaçırma teşebbüsünde bulunsalar da sonuç alamamışlar, gençlik döneminde ise peygamberimiz( s.a.v) ile temasa geçtikleri yönünde bir bilgi yoktur.
Risalet geldikten sonra ise Yahudiler'le temas Hicret'ten sonra olmuş ve Medineli yahudilerle peygamberimiz Medine Sözleşmesini yapmıştır. Zamanla Yahudilerin bu sözleşmeye ihanet etmeleri üzerine Medine'den çıkarılmışlardır.
Bu kitapta ise İslamiyet'in ilk döneminde Müslümanlarla Yahudiler arasında ki ilişkiler fazla ayrıntıya girilmeden, anlaşılır şekilde anlatılıyor.
Kitap akıcı ve oldukça sade bir dille yazılmış. Talha b. Ubeydullah'ın kim olduğunu bilmeyenler için kısa bir kesit;
Yaşayan Şehit Talha b. Ubeydullah hayatını şehadete, islama, Peygamberimiz(sav)'e adamış sahabe. Sekizinci müslüman olma şerefine nail olmuş ve Peygamber efendimiz (sav) ile akrabalık ilişkisini sıkılaştırmak için O(sav)'nun hanımlarının kızkardeşleriyle evlenip Peygamberimiz(sav)'e dört farklı şekilde bacanak olmuştur. Hanımlarından biri Hz.Ebubekirin kızı Ümmü Gülsümdür. Peygamberimiz(sav)den Yaşayan Şehit unvanı alarak yaşamış ve ölümü de şehadetle olmuştur. Peygamber Efendimize komşulukla müjdelenmiş sahabelerden biridir. Rabbim bizleri de Efendimiz(sav)'e komşu eylesin. Amin.
Talha b. Ubeydullah; Şehidü'l Hayy / Yaşayan ŞehitMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,438 okunma
Hayatta iken cennetle müĵdelenmiş on sahabî den biri olan, Peygamberimiz(sav)'in en sevdiklerinden olup aynı zamanda vahiy kâtipliğini de yapan, Cebrail(as)' ın kendisinden bile hayâ ettiği son derece iffet sahibi, tüm mal varlığını İslam yolunda sarf eden, cömertlikte herkesi geçen Hz Osman.
Döneminde;
Akdenizde Bizans hakimiyetine son verilmiş,
İran'ın tamamı, Azerbaycan, Afganistan, kuzey Afrika bölgeleri, Kıbrıs fethedilerek İslam coğrafyası çok geniş bir bölgeye ulaşıp, zenginleşmiş.
Fakat bu arada;
halk tarafından da çok sevilen ve çok yumuşak huylu olan Hz Osman, başını Abdullah bin Sebe adlı Müslüman görünümlü yahudinin çektiği fitnecilerin hedefi haline gelmiş.
İsyanlar ve iç savaşlar başlatılmış.
Etkisi bugüne kadar gelen ve halen de sürmekte olan o fitnenin ve dedikoduların neticesinde ise şehid edilmiş.
Cahiliye döneminde ki gibi kabilecilik ruhunu hortlatarak,
Hz Osman'a çeşitli iftira ve karalamalarla etkisini göstermiş olan bu hareket ne yazık ki Müslümanları fırkalara bölme, ayırıp parçalama hedefinde de başarılı da olmuş bir durumda.
Bugün bunun etkisi ile yazılıp çizilmiş yayınlar ve pervasızca söylemler de ne yazık ki hâlâ hâkim.
Hz Muhammed(sav);
"Her peygamberin cennette bir refiki vardır. Benim cennetteki refikim de Osman’dır” (Tirmizî, Menâḳıb)
Bir Ruh Macerası
Bir çocuğun hayatı nasıl mahvedilir, aile ne demek değildir! Bu iki cümleyi içselleştirerek bitirdim bu kitabı. İlk kez bir video çekme isteği duydum bu kitap yüzünden. Size elimle, kolumla, mimiklerimle anlatmak istedim bu kadını, yaşadıklarını ve yaşayamadıklarını.... "Kırkımdan sonra Allah'a yöneldiğimde, ben Müslüman mıyım, Hıristiyan mıyım diye bocalarken; iki rekâtlık tecrübe imdadıma yetişti diyor". Elinden tutan, onu tek anlayan anneannesinin bir camide kıldırdığı namazla... Şizofren olarak geçirdiği hayatının yarısından fazla zaman diliminde, bir uzay boşluğunda salınıp durdu canım Ayşe Şasa Sevdiği adam onu şöyle uyarıyor bir keresinde; "Sen benim sayemde Müslüman oldun, hatırlıyormusun Peygamberimiz Resullullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'den "Muhammed" "Muhammed" diye bahsederdin de, ben Ayşe ayıp değil mi,kapıcıya bile Ahmet Efendi, Mehmet Efendi diyorsun...Koskoca iki cihan peygamberine Muhammed diye hitap ediyorsun, dinden uzaktın ve çiğdin...diyor.Ama boynuz kulağı geçiyor ve Ayşe Şaşa ileri düzeyde İslama merak sarıyor ve o çukurdan kurtuluyor Lütfen okuyun
Dikkat spoiler içerir.
İlk halife Hz. Ebubekir'in hayatını detayları ile anlatan güzel bir eser. Daha cahiliye dönemindeyken bile putlara tapmayan, içki içmeyen bir insan olan Hz. Ebubekir İslam ile karşılaşınca ona ilk inanan hür erkek yetişkin oluyor. Bu yüzden çok eziyet çekiyor. Dayak yiyor. Bilal Habeşi gibi pek çok köleyi parayla Azad edip işkence görmesini engelliyor. Peygamberimiz ile hicret edeceği zamanı, kızı Hz. Ayşe'den bile saklıyor. Peygamberimiz vefat edince Müslümanların dağılmasını engelliyor, Hz. Ömer ve Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ı aday gösterip insanların onları seçmesini isterken bir anda halife oluyor. Peygamberimiz vefatı sonrasında özellikle Yemen, Umman, Bahreyn gibi yerlerde mürtedler çoğalıyor. Zekat vermek istemeyen, cahiliye dönemi alışkanlıklarına geçmek isteyenlere karşı Riddet savaşlarını başlatıyor. Esvedül Ans, Müseyleme, Tuleyha, Secah ki bu Müseyleme ile evlenmiştir gibi sahte Peygamberler ile olan mücadeleleri, çoğu insanın bu mürtedlere rağmen dinini terk etmemesi anlatılıyor. Irak ve Şam seferleri, Yermük harbi gibi konulara yer veriliyor. Burada Halid Bin Velid ve Amr Bin As'ın gayretleri, Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ın yerini ona vermesi, Bizanslıların yenilmesi, Ebubekir'in meşverete önem vermesi, her komutanı gönderirken ona nasihatlerde bulunması, tavsiyelerinin genelde çıkması anlatılıyor. Ölümüne yakın Hz. Ömer'i yine meşveret sonrasında aday göstermesi, ona vasiyetini açıklaması anlatılıyor. Hz. Ali ve Talha Bin Zübeyir'in de sanılanın aksine ona biat etmesi anlatılıyor. Bu dönemi merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Şevket Süreyya Aydemir bir öğretmen ve bu öğretmenlik vasfı onu gördüğü derslerinde etkisiyle son derece idealist olmasını sağlamış. Kendisine edindiği ideal, Turan'ın bir araya gelmesini sağlamak. Peki, Turan nedir? Türk devletlerinin bağımsızlığını kazanmış olduğu ve birlik içerisinde hareket ettikleri bir dünyanın hayalini kuruyor Şevket
Hiç şüphe yok ki, Sözün En Doğrusu Rabbimiz (cc)'nün kelamı olan Kur'ân-ı Kerîm'dir. Kur'ân-ı Kerîm'in rehberliğinde Yolun En Doğrusu ise Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.s.)'in yoludur. Çünkü O (s.a.s.) Kur'ân'ı bir yaşam biçimi haline getirmiştir.
Efendimiz (s.a.s.)'in bu kutlu yolunda öncelikle sahabe-i güzîn efendilerimiz yürüdü. Akabinde o yaşayış biçimi, O'nun (s.a.s.) varisleri olan alimler tarafından, görerek, duyarak elde edilen ve nesilden nesile aktarılan bir hazine gibi günümüze kadar hiç bozulmadan aktarılmıştır.
Bir peygamber aşığı olarak silsilede yerini alan hocamız, gönül dostumuz, mürebbîmiz M.Es'ad Coşan, halkanın diğer temsilcileri gibi, Efendimiz (s.a.s.)'in bütün özelliklerini üzerinde toplayan "kâmil insan" yetiştirmeyi hedeflemiştir. Bunun da ancak "sünnet"e ittibâ yoluyla mümkün olabileceğini bildiğinden, "yol"un ders kitabı mahiyetinde başta Râmûz'ul-ehâdîs olmak üzere sâir hadis kitaplarını takip etmiştir.
1980'den vefatına kadar geçen sürede 4 binden fazla hadîs-i şerîfi ele alan Hocamız, kimilerini birer, kimilerini de ikişer, üçer, dörder defa şerh etmiştir. Bu hadisler, titiz bir çalışmayla tekrarlardan arındırılmış, aynı hadisin farklı zamanlardaki şerhlerindeki yorumlar birleştirilmiş, nihayetinde kitap formunda hazırlanmıştır.
10 ciltlik bir Hadis Külliyatı olarak yayınlanacak Yolun En Doğrusu kitabımızın bu ilk cildinin nice hayırlara vesile olmasını temenni ve niyaz ediyoruz.
160 syf.
9/10 puan verdi
Ekimden beri çevremde sesi kısık bir cenahtan şunları duyuyorum: Filistin bunca silahı nereden bulmuş? Düne kadar bu insanlar sapanla savaşırken nasıl böyle bir ordu kurmuş? Kimden yardım almış? Hamas da İsrail'in bir planıymış, kendi ajan ordusuymuş.
Herkes konuşur, biz okuyalım. Kitap Filistin davasını her detayı ile ele alan çok kapsamlı
