“Hiçbir şeyin olmadığında bile, küçük tatu, olağanüstü bir hazinenin sahibisin sen, hem de görülmemiş değerde bir hazinenin. Hayatın sahibisin! Ve hayat, küçüğüm, seveni sever, onu sevmeyi unutanı da unutur.”
“Demek istediğim, her anı yoğun olarak yaşıyorlar. Bir şey beklemeden. Beş dakika içinde, bir saat sonra ya da gelecek hafta ne yapacaklarını düşünmüyorlar. Bir çiçeğe baktıklarında sadece çiçeğe bakıyorlar. Birisini dinlediklerinde birini dinliyorlar. Ananas yerken ananas yiyorlar.”
….
“ Her lokmanın tadını sessizce çıkarıyorlar, hislerinin tamamen bilincindeler. Her anı derinlemesine yaşıyorlar. Bir başkasının yanında hayran olunmayı ya da saygı görmeyi falan beklemiyorlar. Daima samimiler. Başkalarını yargılamıyorlar, dolayısıyla kendileri de yargılanmaktan çekinmiyorlar. Onlar… özgür.”
“O şey yok artık. Olmayan bir şey için neden hayal kırıklığı yaşayayım ki?”
“Dün vardı ama!”
“Ama dün artık yok, dostum. Bugündeyiz, sadece bugün var.”
Ama ben sana sadece senden bahsedebilirim. Sen güzelliğinin her şeyi fethettiği zamanlardasın ve ben hangi yanıma değsen o yandan ağrıyorum. Güzellikten doğan aşka yaslanarak her şeyi unutmak, senden gayrini geride bırakmak isterdim. Fakat ne mümkün! Ne zaman unutur gibi olsam olmuyor. Unutmak istediğim şeyin tam ortasındayım.
Ah İsmail! Çektiğin meşakkati örtmeye çalışıp ateşi saklasan da dumanı tütüyor. Bunu ne Büyükhanım ne Zehra ne de Hacıbey görebilirler şimdi. Ama Kahin Prenses Kassadıra’yım ben. Anlatmaktan çok sustuğunu, aşikar etmekten çok gizlediğini bir ben bilirim. İşk mektubunla bu kart arasında maşrık ile mağrib kadar fark var.
Demek ki bana ne çok yolculuk varve yolun sonunda dailma Taht-ı Süleyman var. Peki ama ben ne kadar çok yoldan geçerek varacağım Taht-ı Süleyman’a? Üstelik otuz yıl geçmiş aradan, aradığım hala yerinde duruyor mudur? “Geleceğim” demedim. Bekliyor mudur?
Her aşk insanın kendisini eşsiz hissetmesiyle başlarmış. Bense senin eşsiz olduğunu hissettim. O yüzden benim ruhuma düşen her şey senin de ruhuna düştü biz ikimiz bir ırmak köprüsünün korkuluklarına yaslanmış suya bakarken ve şairliğim tutttu.