Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pırıl

168 syf.
7/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Elebaşılar - Hergeleler Mario Vargas Llosa'nın öykü kitabı. İlk bölüm olan Elebaşılar'da altı farklı öykü bulunurken ikinci kısımda ise yalnızca Hergeleler öyküsü var. Bu kitabı Teke Şenliği'nden hemen sonra okudum. Belki bunun da etkisiyle öykülerin kurgusunun zayıf ve gençlik edebiyatı türünde olduğunu düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen Mario Vargas Llosa'ya başlamak için ideal bir seçim olabilir. Kitapta yedi öykü var ve her birinde farklı gençlerin yaşamlarından farklı farklı kesitler sunuluyor. Ben en çok Bir Pazar Günü ve Hergeleler öykülerini sevdim. Okumaya niyetiniz varsa Teke Şenliği'nden önce okumanızı öneririm zira ondan sonra biraz hayal kırıklığı yaratabilir.
Elebaşılar - Hergeleler
Elebaşılar - HergelelerMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 2021114 okunma
Reklam
504 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kapak Kızı & Yeşil Peri Gecesi'nin devamı ve son kitabı Osman... Osman Koryürek'in günlükleri ve çevresindeki insanlarla yapılan röportajlar ile ilerliyor kitap. Osman, çalıştığı bar çıkışında bir kamyonun çarpması ile ölüyor, günlükleri de bir sahafa satılıp oradan röportajları yapan kişinin eline geçiyor. Trajik ölümü ve günlüklerde yer alan hayatı bu kişinin oldukça ilgisini çekiyor ve Osman'ın hayatını kitap olarak yazmak istiyor. Daha sonra çevresindeki kişilere ulaşıp hakkında sorular sorarak detaylandırıyor bu hayatı. Osman profesör bir babanın çocuğu. Hem anneden hem babadan oldukça varlıklı. Hayatı boyunca hiç çalışmak zorunda kalmamış. Hep "-mış gibi" yaşamış hayatı. Müzisyen olduğunu iddia edip bir beste bile yazamamış, roman yazacağım deyip doğru düzgün bir paragraf bile çıkaramamış ortaya. Ailesinden kalan miras suyunu çekene kadar devam etmiş bu şekilde yaşamaya. Hayatında başına gelenlerin kendi eylemlerinin sonucu olduğunu da hiç kabul etmemiş. Her şeyini kaybettikten sonra bile burnundan kıl aldırmayan bir karakter Osman. Hikayesini okumak, Osman'ı hem günlüklerinden hem çevresinden dinlemek çok keyifliydi ancak kendisini hiç sevemedim. Bir kez daha Şebnem'in başına gelenlere üzüldüm. Ayfer Tunç'un üçlemesinin uzunca bir süre aklımdan çıkmayacağı kesin. Osman'ı diğer iki kitaptan çok sonra okudum buna rağmen bir kopukluk yaşamadım ama kitapların araya fazla mesafe koyulmadan okunmasını tavsiye ederim.
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,786 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Masumiyet ya da Özel İlişki, temposu hiç düşmeyen oldukça sürükleyici ve sarsıcı bir kitap oldu benim için. Kitap, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde geçiyor. İngiliz Posta Servisi memuru Leonard Marnham'ın son derece gizli ve önemli bir görev için Almanya'ya gitmesi ile hikaye başlıyor. Marnham ailesiyle yaşayan, Londra'da Dollis Hill isimli şirkette çalışan gerçek hayatla hiç tanışmamış, kız arkadaşı dahi olmamış genç bir insan. Almanya'da tek başına ve bir anda yetişkin hayatına atılıyor. Maria isminde kendinden yaşça büyük bir kadına aşık oluyor. Hem önemli bir görevde çalışması hem de hayatına bir kadının girmesiyle karakter gelişip değişiyor. Karakter kimi zaman hareketleriyle sinir bozucu olsa da değişimi oldukça etkileyiciydi. Kitapta savaş sonrası Berlin'in durumu ve savaşın getirdiği yıkım da çok iyi yansıtılmıştı. Olayların devamında tam anlamıyla ters köşe oluyorsunuz. Ian Mcewan'ın kitaplarında genel olarak inişli çıkışlı bir tempo olduğunu düşünüyorum. Ancak bu kitapta olaylar hiç hız kesmiyor ve neler olacağını öngöremiyorsunuz. Çok ama çok severek okudum, okunmasını tavsiye ederim.
Masumiyet ya da Özel İlişki
Masumiyet ya da Özel İlişkiIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2023141 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
296 syf.
8/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Kitaba her ne kadar Aralık ayında başlamış olsam da ay içinde okuyamadım ve Ocak ayının ilk günlerinde okumamı tamamladım. Küçük Yazı Satıcısı Daniel Pennac'ın Gulyabaniler Cenneti - Silahlı Peri kitaplarının devamı niteliğinde ve serinin üçüncü kitabı. Serinin her üç kitabında da anlatım oldukça karışık ve karakter sayısı fazla. Bu nedenle kitapların arasına çok uzun zaman girmeden okunmasını tavsiye ederim. Yazarın üslubuna alışıldığında oldukça eğlenceli ve keyifli bir okuma deneyimi yaşatıyor. Bunun için tekrar sabırla okunması gerektiğini tavsiye ediyor ve yorumlarıma geçiyorum: Son kitap yine Malaussene ailesi etrafında geçiyor. Benjamin'in kız kardeşi Clara'nın hapishane müdürü Clarence de Saint - Hiver ile evlenmeye karar vermesi ve düğün günü yaşananlar ile hikaye başlıyor. Ardından Benjamin'in çalıştığı yayınevinin en popüler ancak kimliği belirsiz yazarı olan JLB rolünü Benjamin'in üstlenmesiyle devam ediyor. Benjamin her üç kitapta da tam bir günah keçisi! Ve hayattaki bu rolü nedeniyle başına gelmeyen kalmıyor. Daniel Pennac'ın polisiye üçlemesini keyifle okudum. Ancak anlatımın dağınık olması nedeniyle kimi zaman odaklanmakta zorlandım. Hem hemen bitsin hem de hiç bitmesin istedim. Serinin bildiğim kadarıyla devam kitapları da var ancak henüz Türkçeye çevrilmemiş. Umarım onların da çevirisi yapılır. Bu zorlu ve keyifli yolculuğa başlayacak herkese iyi okumalar diliyorum.
Küçük Yazı Satıcısı
Küçük Yazı SatıcısıDaniel Pennac · Metis Yayınları · 200716 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Mor Etekli Kadın, kısa ama oldukça etkileyici bir psikolojik gerilim romanı. Kitapta Mor Etekli Kadın ve Sarı Ceketli Kadın olmak üzere iki ana karakter bulunuyor. Olaylar şu cümle ile başlıyor: "Kısacası şunu demek istiyorum: Ben uzun zamandır Mor Etekli Kadın'ın arkadaşı olmak istiyorum." Sarı Ceketli Kadın, gerçek adıyla Şef Gondo Mor Etekli Kadın ile arkadaş olmak istiyor. Fakat bu arkadaşlık isteği zamanla saplantıya dönüşüyor. Mor Etekli Kadın'ı sürekli takip edip adeta onun hayatını yaşmaya başlıyor. Kitabın temposu hiç düşmüyor, olacakları merak edip bir solukta okudum. Kitabın her sayfası adeta bir film sahnesi gibi gözümde canlandı. Çeviri de oldukça iyiydi, Japon edebiyatıyla tanışıklığım yeni olmasına rağmen çok sevdim.
Mor Etekli Kadın
Mor Etekli KadınNatsuko Imamura · Can Yayınları · 2021415 okunma
Reklam
96 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Ah Albay Chabert! Javier Marias'ın Karasevdalılar kitabından önce okunması önerildiği için edinmiştim bu kitabı. Bir solukta okudum, bu kısacık kitaptan öyle etkilendim Albay Chabert'i öyle çok sevdim ki anlatamam! Bir savaşta ağır yaralanan ve öldüğü düşünülüp diri diri gömülen, mezardan çıkıp karısına ve eski hayatına dönmeye çalışan bir adam anlatılıyor kitapta. Savaşta aldığı darbe ve sonrasında yaşadığı hastalıklar nedeniyle kimse tanıyamıyor, herkes deli olduğunu düşünüp gülüp geçiyor Albay Chabert'e. Yalnızca genç avukat Derville inanıyor onun albay olduğuna, kimliğine, mirasına ve soylu unvanlarına kavuşma imkanı varken eski karısıyla yaşadığı birtakım olaylar sonucunda her şeyden vazgeçiyor. Yıllar boyu süren mücadelenin hüsranla sonuçlanması beni çok üzdü. Mutlu bir son okumayı çok isterdim. Bir süre etkisinden çıkamayacağımı düşünüyorum. Çok ama çok sevdim. Bu kısacık ama son derece etkileyici romanı herkesin okumasını tavsiye ederim.
Albay Chabert
Albay ChabertHonore de Balzac · Zeplin Yayınevi · 2018461 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ian Mcewan'ın anlatımı öyle büyülü ki, kitabı okurken aynı zamanda film seyrediyormuş gibi hissettim. Amsterdam'da Düello Molly Lane isimli karakterin ölümüyle başlıyor. Bu ölümün ardından Molly'nin eski sevgilileri müzisyen Clive Linley ve editör Vernon Halliday'in yaşamlarından kesitler aktarılıyor. İki karakter ile ahlaki değerleri, gerçek doğru ve yanlışın ne olduğunu sorguluyor, zirvedeyken en dibe çakılmanın da aslında ne kadar kolay olduğunu görüyoruz. Kitap oldukça beklenmedik ve çarpıcı bir biçimde sona eriyor. İlk sayfaları oldukça heyecanlı olmasına rağmen orta ve son bölümleri sönük ve dağınık buldum. Ancak yine de severek okudum.
Amsterdam'da Düello
Amsterdam'da DüelloIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2019275 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Sahilde, her ne kadar kısacık bir kitap olsa da konusu ve kitaptaki duygu yoğunluğu nedeniyle yavaş okunan bir kitap. Kitapta Florence ve Edward isimli iki gencin evliliklerinin ilk gecesi anlatılıyor. Yazar sık sık geçmişe dönüp karakterlerin travmalarını ve evlendikleri güne kadar olan yaşamlarından kesitleri aktarıyor. Florence ve Edward'ın geçmişleri hakkında bilgi edinirken evlilikleri hakkındaki düşüncelerini de okuyoruz. Kitabı okurken iletişimsizliğin ve çiftlerin birbirlerine karşı dürüst olmamalarının nelere yol açabileceğini, insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini sorgular hale geliyorsunuz. Okunması biraz ağır olsa da anlatımı oldukça güzeldi.
Sahilde
SahildeIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2020370 okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uğultulu Tepeler, okumaya başlamadan önce bir aşk hikayesi olduğunu düşündürse de; nefretin, öfkenin, hırsların ve kötülüğün anlatıldığı bir kitap. İlk kısımlarda kimin kim olduğu ve aile bağları tam olarak anlaşılamasa da hizmetçi Nelly Dean'in hikayeyi anlatmaya başlamasıyla bu sorun ortadan kalkıyor. Heathcliff'in kötülüğü ve çocuk yaşlı ayırt etmeden yaptıkları beni dehşete düşürdü. Linton ve Earnshaw ailelerinin Heathcliff karşısında yaşadıkları çaresizlik ve acziyet oldukça üzücüydü. Tüm bunları okurken kitap bitene kadar Heathcliff'in yaptıklarının bedelini ödeyeceğini ya da en azından ölürken pişmanlık duyacağını umut ettim. Ne yazık ki finalde umduğumu bulamadım. Kitapta puslu, yağmurlu ve kasvetli İngiltere kırsalı o kadar iyi betimlenmiş ki adeta Uğultulu Tepelerde yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Daha erken yaşlarda okumadığım için üzüldüğüm bir kitap oldu, klasiklere başlamak için uygun olduğunu düşünüyorum, Emily Brontë'nin daha uzun yaşamış olmasını ve edebiyata başkaca eserler kazandırmış olmasını dilerdim.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Tılsım, kitabın anlatıcısı olan Auxilio Lacouture'ın bulunduğu üniversiteye 1968 yılında askerlerin baskın yapması nedeniyle yaklaşık 13 gün üniversitenin tuvaletinde esir kalmasını anlatıyor. Kitabın başlangıcında yer alan "Zavallı bizler yardım dilemek istiyorduk fakat imdadımıza koşacak kimse yoktu." cümlesi beni çok etkiledi, kitap ilerledikçe ve Auxilio'nun çaresizliğini okudukça bu cümle daha da anlamlı hale geldi. Kitabı okurken anlatıcının; hayatını, karşılaştığı insanları ve dönemin özelliklerini kısa kısa ve dağınık bir şekilde anlattığı hissine kapıldım. Kitabın konusu ve karakterleri oldukça ilgi çekici olmakla birlikte daha uzun ve detaylı bir anlatım beklerdim. Yine de sevdim, yazarın diğer kitaplarını okumaya devam edeceğim.
Tılsım
TılsımRoberto Bolano · Can Yayınları · 2017171 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap toplam 110 sayfa. Birkaç saatte bitirmek amacıyla başlamama rağmen bitirmem günlerimi aldı. Monolog şeklinde yazılmış olması nedeniyle sindirerek ve yavaş yavaş okumayı tercih ettim. Kitap üç müzisyen arkadaşın hayatları ile anlatıcının diğer iki arkadaşı hakkındaki izlenimlerini içeriyor. Kitapların altını çizmeyi sevmemekle birlikte neredeyse her sayfadan en az bir cümlenin altını çizmek istedim. Yazarın genel olarak öfkeli ve isyankar bir üslubu var. Duygularını ifade edişi ve kullandığı cümleler beni oldukça etkiledi. Biraz yorucu bir okuma olsa da çok keyif aldım. Yazarı okumaya diğer kitaplarıyla devam edeceğim.
Bitik Adam
Bitik AdamThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 20201,457 okunma