Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pınar MALAK

Pınar MALAK
@pnarrmalakk
Çocuk gelişimi
Üniversite
Bursa
16 Mart
23 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Reklam
Ölmek insanın canını yakar mıydı? Yoksa uykuya dalmaya mı benziyordu?
Bu bizim haykırışımız, bu bizim duamız; hâkim olsun dünyaya barış!!!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Keşke ölüm düşüncesini tamamen kafamdan atabilsem, diye düşündü. Ancak bunun, yağmurun yağmasını engellemeye çalışmaktan farkı yoktu. Dikkatini ne zaman başka bir şeye verse, ölüm düşüncesi sinsice geri dönüyordu.
... Seni, anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennem'in öbür adıdır. Üşüyorum, kapama gözlerini...
Reklam
... Düşer aklıma gözlerin... Oysa murad alamam. Oysa akdan-karadan Bilirim, payım bu kadar... Unutmuş gülmeyi gözbebeklerim. Unutmuş dudaklarım öpmeyi. #ahmedarif
... Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi. #ahmedarif
Kardeşliği sevdiğimiz için ölümden yaşama geçtiğimizi biliyoruz. Sevmeyenler ölümde kalacaktır.
Sayfa 5 - IndigoKitabı okudu
Çocukken seninle daha çok yemek zamanı birlikte olduğumdan, eğitimin büyük kısmı yemek masasında doğru davranışlar üzerineydi. Masaya konan yemek bitirebilmek zorundaydı, lezzetli olup olmadığı hakkında konuşulmamalıydı -sen ise yemeği sıklıkla yenmez bulur, 'hayvan yemi' olarak nitelerdin- "sığır karı" ziyan etmişti işte. Kuvvetli iştahın ve her şeyi çabuk, sıcak ve büyük lokmalar halinde yeme arzun sebebiyle, çocuk da acele etmek zorundaydı, tembihlerle bölünen kasvetli bir sessizlik olurdu masada: "önce ye, sonra konuş" ya da "çabuk, çabuk, çabuk" ya da "bak gördün mü, ben çoktan yiyip bitirdim." Kemikleri parçalamaya izin yoktu, sen yapabilirdin, sirkeyi höpürdetmeye izin yoktu, sen yapabilirdin. Asıl mesele ekmeğin düzgün kesilmesiydi, ama sen ekmeği her yerinden sos damlayan bıçağınla kesebilirdin. Yemek kırıntılarının yere dökülmemesine dikkat edilmeliydi, ama en fazla kırıntı senin altında olurdu. Yemek masasında yalnızca yemekle ilgilenilmeliydi, ama sen tırnaklarını temizleyip keser, kurşun kalemini açar, kürdanla kulaklarını temizlerdin. Lütfen beni yanlış anlama baba, bunların hepsi tamamen önemsiz ayrıntılardan ibaret olabilirdi, ama benim için baskı unsuru haline gelmeleri, senin bana koyduğun yasaklara bizzat kendin uğradığından dolayı gerçekleşti.
Reklam
İnsan olmak başka iş, insanlık başka iş.
Yapı krediKitabı okudu
Memed'e olan olmuştu. Gözüne uyku girmiyordu. Düşüncelere kaptırmıştı kendini. Düşünceler kafasına akın ediyordu. Düşünüyordu artık. Dünya kafasında büyümüştü. Dünya'nın genişliğini düşünüyordu. Değirmenoluk köyü bir nokta gibi kalmıştı gözünde. O kocaman Abdi Ağa, karınca gibi kalmıştı gözünde. Belki de ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu. Aşk ile şevk ile düşünüyordu. Kin duyuyordu artık. Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini de insan saymaya başladı. Yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken söylendi. "Abdi Ağa da insan, biz de..."
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Eşkıyayı korkuyla sevgi yaşatır. Yalnız sevgi tek başına zayıftır. Yalnız korkuysa kindir.
Sayfa 68 - Yapı krediKitabı okudu
“Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var… Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay. Herkes sürüye katıldığından ötürü güven içerisinde, kentlerin yollarından geçip işe, yemliklerin başına ve eğlenceye gidiyor. Tıpkı büroda olduğu gibi, sınırları iyice çizilmiş bir yaşam. Böylesi bir yaşamda mucizeler değil, yalnızca kullanma talimatları, doldurulacak başvuru formları ve kurallar var. Özgürlükten ve sorumluluktan korkuluyor. O nedenle insanlar, kendi yaptıkları parmaklıkların ardında boğulmayı yeğliyorlar.”
Asla bir süreklilik, asla bir içtenlik kazanamayan ilişkiler. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!
Kendini bir kez keşfeden kişi, bu hayatta hiçbir şeyi kaybetmez. Ve kendi içindeki insanı bir kez anlayan kişi, tüm insanları anlar.
Sayfa 96 - Indigo yayın, 15. BaskıKitabı okudu
Reklam
Bir Amok koşucusu gibi bekledim; anlamsız, hayvani içgüdülerle, bu öfkeli ve delice inatla kuşanmış bir Amok koşucusu gibi...
Sayfa 57 - IndigoKitabı okudu