İşte bu şekilde devlet, hiçbir zaman bir kimsenin düşüncelerinin, zekâsının ya da ahlaki değerlerinin bilinçli olarak karşısına çıkmaz, sadece onun fiziksel varlığına, duyularına meydan okur. Aklın ya da dürüstlüğün değil, fiziksel gücün sağladığı üstünlükle silahlanmıştır.