"Eski despotluklar, 'Şunu yapmayacaksın, bunu yapmayacaksın' diye buyuruyordu. Totaliterler, 'Şöyle yapacaksın, böyle yapacaksın' diye dayatıyorlardı. Biz ise, insanlara 'Sen aslında şusun, aslında şöyle düşünüyorsun, şuna inanıyorsun' diye bastırıyoruz."
Big brother tarafından gözlenen ve her yerde mikrofon veya ekranların bulunduğu distopik bir dünyaya ışınlanıyoruz bu kitabı okurken.
İnsanların ne yapması gerektiğinin belirlendiği gibi nasıl düşünmesi gerektiği de Parti tarafından kararlaştırılmaktadır. Ve en önemli suç 'düşünce suçu' dur burada.
Keza düşünmek için de çok fazla kelimeye bile sahip değildir insanlar. Çünkü alfabe değiştirilmiştir ve yeterince sınırlı sayıda kelime ile konuşmaya müsaade vardır.
Okumak için fazlasıyla geç kaldığım bir kitaptı fakat sonunda bitirmiş olmanın mutluluğu içerisindeyim...