Bazen hangisi daha doğru bilmiyorum; toplum içindeyken insanlara uyum sağlayarak benliğimi ayrı bir yere koymak mı, yoksa her ne durumda olursa olsun kendimi değiştirmeden özüme uygun yaşamak mı?
Ne davranışlarım üzerine düşünüyor ne de ahlaklı görünmek için uğraşıyordum. Tek işim ailem tarafından şımartılmaktı. Nasıl bir lüks içinde yaşıyormuşum meğer! Üstelik hiçbir derdim, tasam da yoktu o zamanlar; ne yalnızdım ne acı çekiyordum. Babam hayal edilebilecek en iyi babaydı. Ablam dünyanın en iyi kalplisiydi, yanından ayrılmak istemiyordum hiç... Fakat büyüdükçe ayrıcalıklarım teker teker sona erdi ve gitgide kendime öfkelenmeye başladım. Büyüdükçe çıplaklaştım ve çıplaklaştıkça çirkinleştim..