Kitap 735 sayfaydı ve puntosu küçüktü ama bu bile az geldi diyebilirim. Devamını okumak için sabırsızlanıyorum.
Kvothe bir handa(Yoltaşı hanı) hancılık yapmaktadır. Bir gün birisi yoltaşı hanına ölü scrael(örümcek, iblis) getirir. Bu yaratıkların tek dolaşmadıklarını bilen Kvothe gece yaratıkları avlamak için dışarıda kamp kurmuşken, Tarihçi ile karşılaşır ve olaylar başlar. Tarihçi ülke ülke gezip hikayeler kaydetmektedir. Dillere destan olmuş ve hakkında bir sürü hikayeler yazılmış Kvothe'nin de hikayesinin yazmak ister. Kvothe kabul eder ama bu hikayeyi 3 günde anlatacaktır. Bu kitap hikaye anlatımının birinci gününden oluşuyor.
Yazarın hakkında biraz araştırma yaptım. Çocukluğunda yaşadığı yerde televizyon olmadığı için tüm çocukluğunu kitap okuyarak geçirmiş ve hala evinde televizyon bulundurmuyormuş ki bu kitabına kesinlikle yansımış. Böyle bir hayal gücü, fantastik bir eser olmasına rağmen edebi yanını kaybetmeyen bir kitap zor bulunur. Ayrıca çeviriyi de es geçmiyorum o da mükemmeldi.
Kitabın ilk 90 sayfasında biraz kafa karışıklığı yaşadım ama 90 sayfadan sonra(yani Kvothe'nin çocukluğundan başlayıp kendi hikayesini anlatmaya başladığı yerde) tüm karışklık kayboldu. Eğer benim gibi anlamakta zorlanırsanız sadece biraz sabredin.
Betimlemeleri de güzeldi. Kitabı okurken film izliyormuşum gibi hissettim. Yer yer güldüm, yer yer gözlerim doldu. Kitapta olumsuz, sevmediğim bir yer aradım ama bulamadım.
Keyifli okumalar.... :))