Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
Ben boşuna nefes tüketmişim. Sen bari tüketme. Çünkü kimse karşısındakileri dinlemiyor, insanlar doğrularını ve yanlışlarını kendileri bulmak zorundalar.
Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
Nerden başlasam tam olarak bilemiyorum ama bu benin ilk okuduğum Ayşe Kulin romanıydı ve tek kelimeyle bayıldım. Ama daha da açmak gerekirse Aylin karakterine bayıldım. Gerçek bir biyografik roman olan Aylin’ in hayatını öldürüldüğü güne kadar okuyoruz. O kadar etkilendim ki bu kitaptan söyleyeceklerimi toparlayamıyorum. Aylin karakterinin içindeki yaşama sevinci, insanlara ve hayvanlara duyduğu büyük sevgi, o dolu dolu mutlu, heyecanlı, renkli geçirdiği hayatını okurken sürekli aklımda hayatını bu kadar dopdolu geçiren bi insan şu an yaşamış olsaydı kim bilir şimdi ne kadar büyük başarılara imza atabileceği geliyor. Aylin o kadar güçlü ve korkusuz bir karakter ki okurken hayran olmamak elde değil. Ve böyle bir insanın gerçekte yaşadığını düşündükçe kitaba ve Aylin karakterine olan sevgim gittikçe artıyor. Yani kısaca toparlamak gerekirse Aylin karakteri ile tanıştığım için çok mutluyum ve bence herkesin de tanışmasını öneririm.
Hiçbir zaman dertsiz kalmadı gönlüm
Bir çift gözden, bir yapraktan, bir kuştan
Daima daha taze, daima yeni baştan
Turnam bir gün bırakmayacağım peşini,
Sen nereye, ben oraya, adım adım
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık
anladım...