" İçimizde yaşamayı sürdüren o çocuğa kulak vermeliyiz. O çocuk, büyülü anın hangi an olduğunu bilir. Onun gözyaşlarını kolaylıkla bastırabiliriz, ama sesini boğamayız. "
Nerede olursa olsun, aşkı arayıp bulmamız gerekir, bu bize saatlerce, günlerce, haftalarca süren düş kırıklıklarına, üzüntülere mal olsa da. Çünkü biz aşkın peşine düştüğümüz anda, o da bizi karşılamaya çıkacaktır.
Ve bizi kurtaracaktır.
Tanrı, güneşi her gün yeniden doğdurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değistirmemiz için zaman tanıyor bize.Oysa biz her gün, böyle bir zamanın bize bağışlandığını görmezden geliyoruz, bugünün düne benzediğini, yarına da benzeyeceğini düşünüyormus gibi davraniyoruz. Ama dikkatini yaşamakta olduğu güne veren kişi, o büyülü anın varlığını kesfediyor. O büyülü an belki de sabah anahtari kilide soktuğumuz dakikada, akşam yemeğini izleyen suskunluk sırasında, bize birbirinin benzeri gibi gelen binbir şeyde gizli. Ama öyle bir an Var ve işte o anda yıldızlar tüm güçleriyle içimize doluyor ve bizi mucizeler gerçekleştirmeye hazır hale getiriyor.