Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ticari sinema halüsinasyon yaratan bir uyuşturucu gibidir; içine giren herkesin görüşünü çarpıtır. İnsanların seyrettiği sahnelerin ardında daima kişisel güç ve prestij söz konusudur ki bu da bu endüstriyi bir poker masasına dönüştürür ve bu masaya oturan her oyuncu, eğer varlığını sürdürmek istiyorsa bir çeşit profesyonel üç kağıtçı ya da sahtekar olmak zorundadır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Büyük adamlar böyledir, hem hırsız hem sahtekâr.
Sayfa 43 - İletişim Yayınları 1.Baskı 2015 İstanbulKitabı okudu
Reklam
Gençlerin beynini, yoksulların kalbini yiyerek semiren bu sahtekar şövalyelere, bu embesil dalkavuklara, bu fotojenik yamyamlara meydan okumak; [tekrarlamaktan fayda umarak söylüyorum] gücünü haksız kazançtan almayan ve şerefli bir şiddeti içselleştirenlerin işidir.
Sayfa 135 - Şule Yayınları
Parisli kadınlar sıklıkla sahtekar, gösteriş budalısı, çıkarcı, şuh, soğuk olsalar da, gerçekten sevdiklerinde tutkuları uğruna diğer kadınlardan daha çok duyguyu feda ettikleri, alçaklıklarının üzerinde devleştikleri, yüceldikleri kesindir.
Sayfa 234Kitabı okudu
Hainler. Bu okula geldiğimde hain olan bendim. Sahtekâr olan bendim ve şimdi bana hainlere ne yapılması gerektiğini söyleyecek bir kahraman gibi bakıyorlardı. Hikayelerle ilgili söylemek istediğim şey tam olarak buydu işte, hain mi yoksa kahraman mı olduğunuz. yalnızca size bakan gözlere, hikâyenizi anlatan ağızlara bağlıydı.
Sayfa 434Kitabı okudu
“Birileri sahtekar ve şarlatan diye, din düzmece olmaz.”
Sayfa 162 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi - VII. BasımKitabı okudu
Reklam
Safsata
"Bu kelime Yunancada bilgelik anlamına gelen "sophia"(sufiya) ile aldatan, sahtekar anlamına gelen "ıstıs"dan meydana gelmektedir ve "aldatan, sahte bilgelik" demektir.
Herzl'dan beklemediğim itiraf.
Sultan Abdülhamid hakkındaki intibam o ne zalim ne dessas bir kimse; fakat haris, rezil bir entrikacı zümrenin bütün dalavereleri arasında tamamen çember içine alınmış bir mahpus...Eğer Siyonist hareketi takip etmek zorunda olmasaydım şimdi oturur, bir eser yazar ve bu zavallı mahpusu hürriyetine kavuştururdum. Sultan İkinci Abdülhamid Han birçok sahtekâr tarafından memlekette emniyet ve saadeti yok eden bir kimse olarak tavsif edildi. Ben böyle hayasız bir çetenin bulunabileceğine asla ihtimal vermemiştim.Yıldız Sarayı'nın bu sefilleri gerçek bir çete hüviyetinde. Bir rezaleti icra ettikten sonra hemen dağılıyorlar, ortada dolaşan çete efradından birkaçı hiçbir zaman mesul görünmüyor, bütün mesuliyet iş adına yapıldığı için Sultan'a yükleniyor.
İkiyüzlülük içime işlemiş olsa da asla bir sahtekar değildim; her iki yüzüm de samimiydi.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.