Tanzimat dönemi yazarı Sami Paşazade Sezai, Sergüzeşt’te küçük yaşta İstanbul’a esir olarak getirilen Dilber’in hikayesini anlatıyor.
Her ne kadar cariyelik ve kölelik sistemine toplumsal bir eleştiri getirilmiş olsa da romanın tamamına yoğun, ayrıntılı tasvirler ve duygusal bir dil hakim.
Belki de kitaptaki bu genel havanın sebebi, yazarın annesinin de Çerkez bir cariye olmasıdır. Aşina olunan çevrenin hatıraları ve duygusal mirası yüzünden, bu esir kızın hayat macerasını ve ümitsiz aşkını okudukça, tıpkı yazarı gibi siz de Dilber’e sevgi ve merhamet duymaya başlarsınız.