Baudolino, sözlü geleneğin hakim olduğu eski zaman hikaye anlatıcıları gibi. Bize kendi hikayesiyle birlikte tarihi olayları, efsaneleri anlatıyor ama duyduklarınızın ne kadarı doğru, ne kadar masal asla emin olamıyorsunuz.
Sonraki zamanlarda da hayat yolunu bu anlattığı hikayeler belirliyor. Kurguladığı hikayelerle(yalanlar) bazen mutlak bir savaşı engelliyor, bazen bir anlaşmazlığı çözüyor.
Köylü bir ailenin oğluyken, hayatına saray soylusu olarak manevi babası olan Kralın yanında devam ediyor.
Kralın, Hristiyanlığı Bizans’ın ve Kudüs’ün ötesine taşımasını, Rahip Johannes’in krallığına ulaşıp İtalya’nın tek hakimi olmasını isteyen dayısı, ölüm döşeğinde bu görevi Baudolino’ye bırakır. Gerekirse her zamanki gibi hikayeler anlatarak Kralı ikna etmesini ister ondan.
Böylece rahip kralın ülkesine doğru bir yolculuk başlar. Fantastik yaratıkların ve efsanelerin yaşandığı yerlere doğru. Yolculuk bitip te geri döndüğünde, arkasında bıraktığı yalanların en acısıyla yüzleşmek zorunda kalacak olsa da.