Hayaller dışında hiçbir şey yansımıyordu zihnine. Bedeniyle ruhu yan yana ama birbirinden ayrı yürüyor ya da sürünüyordu; o kadar ince, o kadar güçsüzdü onları birbirine bağlayan bağ.
Hayat böyleydi işte! Ne kadar boş, ne kadar kısaydı… Sadece hayattakilerin canı acırdı. Öldükten sonra acı duyulmazdı. Ölmek, uyumak demekti. Durmak, istirahat etmekti. O halde neden ölmeye razı olmuyordu?
Yaşamdan beklediğimin aksine, yazıdan hiçbir şey beklemediğimi bilerek. Yazının içine ne koyarsanız sadece onu alırsınız. Devam etmek, yazılanları okumaları için başkalarına sunma korkusunu da savuşturmak demektir.