Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sedat

Sedat
@sedat_1836
gerçek her zaman doğru cevaptır
İstanbul
40 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Uyuyordu ve uyanıyordu. Her yeni bir günün ona sunduğu hediyelerden farkında olmaksızın.
Reklam
“Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.”
Franz Kafka
Franz Kafka
Yaşam ve Ölüm
Yaşamak da varmış ölümün ucunda. Kalbin karaltısını zihnin aydınlığı ile çözebilmek de varmış. Aydınlığı gören gözlerin çözemediği muammalar da varmış şu hayatta. Düşünüp taşınsan dahi gerçekleşmeyen istekler varmış bu dünyada. Kendini her şeye kadir kudret bilen insanın çaresiz kaldığı anlar da varmış. İnancına yenik düşen, sonunda sevmeyi sadece onda gören gözler, kalpler varmış. O derse olur, demezse olmaz diyenler varmış. Dünyada bir çok insan varmış da; aşka, sevgiye bu gözle bakan bir çift göz ararmış. Kalbinin değirmenini sevgisiyle döndürenler varmış bu dünyada. Güçlü olmayı aklının peşinden koşmak zannedenler varmış. Yalan demiş, doğruların üstüne körükle ateşi harlayanlar. Bu dünyada hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar ve hemen ölebilecek gibi yaşamazlar varmış. Maharet bu ya ölümden sonra çok güzel bir yaşam varmış. Gücü kendinde değil, onda görebilenler varmış. Koskoca bir varlığın içinde yok olanlar varmış. Bir varmış bir yokmuş derken koskoca bir masalın ortasında kaybolanlar varmış.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bir evim var artık tecrübe duvarlarıyla örülü mutluca girilen ama çıkışın akla gelmediği daha girerken kapıdan duyuları, hisleri dış dünyaya kapalı kara kutudur benim evim bitmek bilmez yakarışların uzakta kaldığı, vızıltı hale büründüğü beylik sözlerin söylendiği dev insanların evidir bu insan o varlık, alışamadı bir türlü sessiz sedasız çekip gitmelere oysaki ezelden tanırlardı birbirlerini iki büyük aşık, iki büyük ruh dört döndü de sığamadı yerin göğün üstüne!
Sedat

Sedat

@sedat_1836
·
26 Ekim 2023 22:38
varlığım bir bütün yokluk içinde yaşam gösterir çaresiz hayalet çerçevede bulmaya kendi çehremi aynamda ıssız, yorgun bitap düşmüş bir ben var, bir de kalemim anlaşılmağa yenik düşmüş sözler var duvar geçmez hissederim simsiyah cam içinde kalbin aydınlık kalmış tek parçası görülmek ister, duyulmak ne haysiyet ne keder kaldı geriye ne öfke, ne sevinç yokluğun kendisi evi olsun, her yer memleket yağmurda çıkan salyangoz gibi güneşli günlere hasret
Hayatta en acıklı şey, bir insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir. - Carl Gustav Jung
Reklam
“Uyaran ve tepki arasında bir boşluk bulunur. O boşlukta cevabımızı seçme gücü vardır. Cevabımızda ise gelişim ve özgürlük saklıdır. “ Viktor E. Frankl
varlığım bir bütün yokluk içinde yaşam gösterir çaresiz hayalet çerçevede bulmaya kendi çehremi aynamda ıssız, yorgun bitap düşmüş bir ben var, bir de kalemim anlaşılmağa yenik düşmüş sözler var duvar geçmez hissederim simsiyah cam içinde kalbin aydınlık kalmış tek parçası görülmek ister, duyulmak ne haysiyet ne keder kaldı geriye ne öfke, ne sevinç yokluğun kendisi evi olsun, her yer memleket yağmurda çıkan salyangoz gibi güneşli günlere hasret
Dünyada kötülüğün varlık sebebi, insanların hikâyelerini anlatamamalarıdır. Carl Jung, Freud Letters, Cilt 2
Bir kuş uçtu üzerimizden Nerede nasıl olduğu meçhul Kırgın hatırlardan silik o mefhumun arşına Hasretlendi köprüler teker teker Sancılı gecenin sabahına düşen İlk ışık hüzmesidir bizi ayağa kaldıran İnşası zor mabedin ilk ibadetini hatırlatan Zorlu yolların saadetiyse Akla düşen bir nasılsın suali
sabaha savruk geceler için için düşerken yazgı sanar derdimle sanki kolaydı bir bakışa kanmak bir gülüşe inanmak kayıp giderken yıldız dile kolaydı sanmak yetmedi aşkın külüne olmaz dilekler tutmak
Reklam
yüreğim acıyor bitmeyen sevdanın üstünde kırık bir sandalyede düşüyorum tutan yok kolun kanadım kırık yazamıyorum yeterince iyileşmiyor yaralar kırk yılda ancak bir kahve içmeye gelmediğin sürece
Soğuk
“Her zamanki yalnız günlerinden bir tanesini yaşıyordu. Yüreğinde, yediği ayazlardan kalan izlerle beraber bir ömür yaşaması gerektiği inancını yitirmek istememesi onu giderek yalnızlaştırıyordu. Dışarısı çok soğuktu ve üşüyordu. Eve gitmesi gerekiyordu artık.”