Aşık olunca insana her şey başka görünüyor. Parktaki çocukların kulak yırtan yaygarası neşeli bir bahar şarkısına dönüşüyor. Şarkılar seni hedef seçiyor. Her biri senin için daha önce hiç fark etmediğin hikmetlerle, mucizelerle doluyor. Hayat kolaylaşıyor. İçinde herkese iyilik yapmak, durup dururken sıçrayıp havada topuklarını vurmak, ihtiyar teyzeleri, camiden çıkmış yarı kambur bedenini gelin dırdırı çektiği evine sürükleyen dedelere sarılmak, çocuklarla, arkadaşlarla durmadan Şakalaşmak isteği büyüyor. Renkler göz alıyor, kokular baş döndürüyor. Hem de yüzyıllardır, bin yıllardır orada öylece durup durdukları halde tamamda o zaman. Sen aşık olduğun zaman.
Şimdi daima kusursuzdur. Geçmişte ne kadar mutlu olmuş olursam olayım onu özlemiyorum. Ben hep şimdi için yaşarım. Geleceğe can atmıyorum; o gelir ya da gelmez, bir gün gelmeyecek.
Her kalp sahip olma dürtüsüyle atar, bazısı geniş düzlükleri, bazısı yüce dağları, bazısı engin denizleri, bazılarıysa kocaları seçer; ben kendime sahip olmayı sectim.