Benim de dinim var, hem benimki, o türlü türlü hokkazbazlıklar, maskaralıklar eden heriflerin hepsininkinden ileri… Bilakis, ben Allah’a taparım. Bizi vatandaş ve aile babası vazifelerini görelim diye bu dünyaya getiren, adı ne olursa olsun, bir Yüce Varlık, bir Yaradan bulunduğuna inanırım. Ama, kiliseye gidip gümüş tabaklar öpmeye, bizden iyi yiyip içen birtakım soytarıları kesemden beslemeye gereksinme duyamam; çünkü insan Allah’a saygısını bir ormanda, bir tarlada, hatta eski zaman adamları gibi, gök kubbeyi seyretmekle de gösterebilir.
Zamanın büyük dinlerinden; kitapları Avesta, peygamberleri Zerdüşt’e inananlar, ölülerini Sessizlik Kulesi diye adlandırdıkları taşlarla çevrilmiş bir çember içine bırakıp leş kargalarını ölü sofrasına buyur ediyorlardı.