Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Burak

Burak
@seniolanyenilgi
Ne dünyâdan safâ bulduk ne ehlinden recâmız var Ne dergâh-ı hudâdan mâada bir ilticâmız var
24 saatin kaç saatinde otomatik pilottayız ? Kaç saat ezbere biliyor, ezbere konuşuyor, ezbere hareket ediyoruz ? Bunu bir düşünmek lâzım. En azından otomatik pilotta olduğumuzun farkında olmak lâzım.
Reklam
bugün kendinize bir iyilik yapın ve Avatar: Son Hava Bükücü'yü izleyin! Keşiş Gyatso ve Iroh Amca gibi unutulmaz karakterlerle beraber olacaksınız. Yanınıza atın yeşil çayınızı, hazırlanın dünyanın en havalı elementlerini bükme macerasına! Ve kim bilir, belki de gerçek dünyada bile biraz hava bükme yeteneği kazanırsınız... ya da en azından çay demleme konusunda Iroh kadar ustalaşırsınız
Epiktetos'un dediği gibi: Bir cesedi sırtalmış bir ruh muyum, yoksa bedeni ve ruhu gerçekte var olamayan basit bir matematik algoritması mı? Kim bilir ? Kim bilebilir? Kim bilmelidir? Kimse bilmeli midir?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Burak tekrar paylaştı.
léo Ferré - Avec le temps
Zamanla... Gecer, her sey gecip gider, zamanla Unuturuz yuzu ve sesi unuturuz Kalp daha da yenilince, gitmek dert olmaz Aramak daha uzagi, pesini birakmak gerekir ve bu cok iyidir Zamanla Gecer, her sey gecip gider, zamanla, Taptigimiz oteki, yagmur altinda aradigimiz Bir bakisinin etrafinda kole oldugumuz oteki Arasinda satirlarin ,
Çoğu şeyin yarın modası geçecek. Kavga, gürültü, kıyamet, ateş, iletişim araçları, uygulamalar, manipulasyon teknikleri, didaktizm, denyoca edilmiş en büyük benim/biziz göndermeleri, küçükburjuva kabile kültür ve sanatı. Siyasal iktidar da. Peki geriye ne kalacak?
Reklam
Büyük özlem üzerine
Ey ruhum, sana “bir zamanlar” ve “eskiden” dercesine “bugün” demeyi öğrettim ve bir de dansını tüm Burada, Şurada ve Oradakilerin üzerine etmeyi. Ey ruhum, seni tüm köşelerden kurtardım, tozu, örümcekleri, bulanık ışıkları üstünden aldım. Ey ruhum, seni küçük utançtan ve köşede kalmış erdemden temizledim ve güneşin gözleri önünde çıplak durmaya
“Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin başladığı yerde de büyük oyuncuların şamatası ve zehirli sineklerin vızıltısı başlar. … Ben insanlar arasına ilk gidişimde, yalnızlara özgü bir delilik ettim, büyük bir delilik: pazar yerinde göründüm. Ve herkese söz söyleyeyim derken, kimseye söz söylememiş oldum. Akşam olunca da, ip cambazlarıyla cesetler yoldaşlarım oldular, kendim de hemen hemen bir ceset gibiydim. Halbuki, yeni sabahla birlikte yeni bir hakikat doğmuştu bana; o zaman öğrenmiştim şöyle demeyi: ‘Bana ne pazar yerinden, yığından, yığın-gürültüsünden ve uzun yığın-kulaklarından!’ Ey yüksek insanlar, şunu öğrenin siz benden: pazar yerinde kimse inanmaz yüksek insanlara. Yine de konuşmak istersiniz orda, keyfiniz bilir! Ama yığın göz kırpar: ‘Eşitiz biz hepimiz.’”
Bedeniniz karşınıza çıkan birine teslim edilirse kızarsınız, ancak aklınızı karşınıza çıkan birine teslim etmeniz sizi utandırmıyor mu, hele ki size hakaret ettiğinde rahatsızlık veriyor ve canınızı sıkıyorsa?
Burak tekrar paylaştı.
Mutluluğun başka yerde olduğu avuntusu çoğumuz için geçerlidir. Hayatımızdan memnun değilsek, nerede olursak olalım, başka bir yerde olabileceğimiz avuntusu bize iyi gelir. Bunun için çok fazla uzakta olmak şart değildir.
Nuri Bilge Ceylan
Nuri Bilge Ceylan
Gül hazîn... sünbül perîşan... Bâğzârın şevki yok.. Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok.. Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok.. Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok.. Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! Farkı yoktur giryeden rûy-ı çemende jâlenin. Hûn-ı hasretle dolar câm-ı safâsı lâlenin. Meh bile gayretle âğûşunda ağlar hâlenin! Gönlüme te’siri olmaz âteş-i seyyâlenin. Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! Rûha verdikçe peyâm-ı hasretin her bir sehâb.. Câna geldikçe temâşâ-yı ufuktan pîç ü tâb.. İhtizâz eyler çemen.. izhâr eder bin ızdırâb.. Hem tabîat münfail hicrinle.. hem gönlüm harâb… Geldi ammâ n’eyleyim, sensiz bahârın şevki yok!
Reklam
Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus’un öfkesini söyle. Acı üstüne acıyı Akhalara o kahreden öfke getirdi, ulu canlarını Hades’e attı nice yiğitlerin, gövdelerini yem yaptı kurda kuşa. Buyruğu yerine geliyordu Zeus’un, ilk açıldığı günden beri araları erlerin başbuğu Atreusoğlu’yla tanrısal Akhilleus’un.
biraz beyin egzersizi yapalım
gerçeklik kategorize edilebilir ya da gerçekten ölçülebilir mi? dünyadaki tüm insanları sonsuz bir ilüzyona alabilecek olsaydınız bunu yapar mıydınız, evet ise nasıl bir ilüzyon oluştururdunuz?
1.314 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.