hatalarımızı, yanlışlarımızı, eksiklerimizi çoğu zaman dışsal sebeplere bağlarız, bu biraz vicdan rahatlatmadır biraz omuzdaki yükü azaltma. onun adına şeytan ya da nefis deriz. halbuki gururumuzun, kendi zihnimizin kaçamak bir yol arayıp güzelce isim verip süslemesinden başka bir şey değildir bu.
sabahattin ali, ömer karakteri ile adeta bu fikirlere can vermiş. kitabın politik ve aşk gibi iki damardan beslendiğini söylemek mümkün. ama ben politik kısımları hep atladığımı fark ettim, okumak istemedim. zirâ gündelik yaşamda sürekli burnumuzun dibinde olan şeyler bunlar. bildiğim kötülükleri okumak içimden gelmedi. onun dışında harika bir roman. heyecanla bitirdiklerimden oldu.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma
“sürdürebilmek, ritmi kesmemektir.”
sebat, istikrar ve ritmi yakaladıktan sonra uzun soluklu işler yapabilmek adına murakami’nin bu kitabından öğreneceğimiz çok şey var. 23 yıl aralıksız uzun mesafe koşmak ve her sene maratona katılmak istikrarın müthiş bir örneği.
bir büyükannenin torununa yazdığı mektuplardan oluşan, sıcacık ve dokunaklı bir kitap. üç kuşağın yaşam öyküsüne tanıklık etmenin ve ömrünün son anlarında bir iç muhasebe kalemi eline almanın en yalın hali. çok sevdim.
“yaşlıların sonsuza dek yaşadığı, çocukların da bir türlü serpilip büyüyemediği bir dünya”
yazar çağın gerçeklerinden ve japonya’nın tarihinden yola çıkarak bir distopya kurmuş. japonya’nın yeniden tüm dünyaya kapılarını kapattığı, çocukların çeşitli hastalıklardan dolayı öldüğü, yaşlılarınsa bir türlü ölemediği, hayvanların yok olduğu, ağaçların zehirli meyveler ürettiği bir japonya hayalini dede ve torun ilişkisi üzerinden ele almış. kısa, okuması kolay ama bazı noktalar rahatsız edici. hüseyin can erkin hocanın çevirisi zaten harika. tavsiye ederim.
kazuo ıshıguro’nun nobel ödüllü distopik romanı. kitap bana “the lobster” havası verdi. bu tarzı pek sevmem ama yazar oldukça akıcı, merak uyandırıcı şekilde yazmış. kalemine sağlık. bir hedef dahilinde dünyaya getirilen klonların, 3 arkadaş özelinde, çocukluktan itibaren yaşadıklarını anlatıyor. birçok yönden rahatsız edici. özellikle neden kimse başkaları tarafından çizilen hayatlarına karşı gelmiyor, kaçıp gitmiyor, herkes boyun eğiyor diye düşündürüyor. belki de kitabın sonunda klonların gerçekten ruhları olup olmadığı sorgulamasının cevabını bu şekilde verdi yazar, bilemiyorum. mental olarak iyi bir yerdeyseniz ve distopya okumak istiyorsanız tavsiye ederim.
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,7bin okunma
herkesin bilip de engel olmak için hiçbir şey yapmadığı bir cinayet öyküsü. sonunda şunu düşündüm; kötü sonu bildiğimiz ama engellemeye çalışmadığımız ne çok şey var! bazen bir kişinin tavrı bile fark yaratır ama toplumca göz yumulan o kadar çok durum var ki...
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,9bin okunma
zor kitap. arketipler, kollektif bilinç, semboller, rüyalar ve bunların davranışlarımıza, resimlere, mimariye, hayata yansımasını okumak isterseniz tavsiye ederim.