İnsan doğar. On-on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgâh olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil. Ve ilk tepkisini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer. Önce, aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. O da gidip “Biz de çaldırdık cüzdanı, ne var? Senin gibi kıçımızı yırtıyor muyuz?” der. Böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir.
Kitap ilk başlarda inanılmaz bir sürükleyicilik ile gidiyordu fakat sonlara doğru o kadar fazla karakter o kadar fazla olay oldu ki bir yerden sonra bu durum beni sıktı. Konu olarak ise maalesef acı gerçeklerden bahsedilmiş ve bu okurken insanın boğazında düğüm oluşturuyor. Sonunu çok sevdim böyle bir son kitaba çok yakışmış yazarın diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumayı düşünüyorum