"Gözyaşlarımı tuttum.Sıra bana gelmişti. Bir duble americano ve on dört milyar kalorili muzlu kekten sipariş ettim.Kaloriler şu an benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Ama içimde bir yerlerde, hâlâ o yirmi beş yaşındaki kızın olduğunu biliyordum. O kız,kalbimi uzun zamandır hiç yapmadığı şekilde sürüklüyordu. Bana ,"Git bul onu," diyordu."Oralarda bir yerlerde.Sana ihtiyacı var."Derinlerde bir yerde ,onun haklı olduğunu biliyordum."
"Otuz yaşındaydınız veya otuz beş.Gökkuşaklarından çok yağmur bulutlarının olduğu ve insanın kendisinden başka kimsenin olmadığı artık açık ve netti.Hayaller ölmüştü.Günlüğünüzün anahtarını kaybetmiştiniz.Hatta günlüğünüzü yakmıştınız."
"Bir sayfa,böylece,yavaşça çevrildi ve tüketilmiş günlere eklenerek öbür tarafa geçti,şimdilik biriken sayfalar ince bir cilt oluşturmaktadır. Ama yine de biten bir sayfadır,teğmenim,yani yaşamın bir parçası."
"Madem öyle küçük at,ovadaki yol boyunca koş dört nala,daha geç olmadan koş,yorulsan bile,yeşil çayırlara,bildik ağaçlara,insanların oturdukları yerlere,kilise ve çan kulelerine varmadan sakın durma."
"Kitaplar kör olmuş gözlere ışık vermekte,ruhunu henüz tamamen kaybetmemiş her bir insanın yüzünün derin utanç duygusu ile kızarmasına neden olmaktadır."
"Halkın içinden çıkan her büyük şahsiyet yakıcı güce sahip birer büyüteçtir.Bu büyüteç halkının en güçlü yönlerini ve zekasını kendi kişiliğinde birleştirerek,hem kendi halkını hem de diğer halkları temsil eden milyonlarca insanı ateşlemektedir.Fakat gökyüzü bulutluysa ve atmosferde güneş ışınları yoksa,hiçbir büyüteç kar tanelerini eritmeye ve bir damla suyu ısıtmaya muktedir olmayacaktır.
"Gelecekteki ciddi ve tehlikeli hayatın yanında bütün bunlar çocukça birer oyun gibi görünüyordu.Yıllar geçtikçe aşk başka türlü olacaktı.Öpüşler,gülüşler,ağaçlıklarda,hayatın ve tabiatın baharında hülyalı konuşmalar olmayacak,bütün bunlar "solup gidecekti".Fakat solmaz ölmez bir aşk,hayat kadar güçlü bir aşk yüzlerinde okunacak;ortak acılı günlerinde sessiz bakışları bu aşkla dolu olacak,onun vereceği sonsuz sabırla hayatın her derdine katlanacak,bu aşkın gözyaşları da ,hıçkırıkları da olacaktı.."
"Tabiatın her zaman yeni ve göz kamaştırıcı güzellikleri karşısında da çok defa hayran susarlardı.Bu güzelliklerden ruhları hiçbir zaman bezmezdi.Yer,gök,deniz,her şey duygularını çoşturur,yan yana sessizce oturur,bir tek gönülle yaradılış mucizesini seyre dalarlar,birbirlerini konuşmadan anlarlardı.Sabahı kayıtsızlıkla karşılamazlar ,ılık,yıldızlı gecelerin karanlığına tembelce gömülmezlerdi.Düşüncelerin durmadan kımıldanışı, ruhlarının durmadan çalkalanışı,birlikte düşünmek, duymak ihtiyacı onları uyanık tutardı.."