Kitap Wattpad'ten çıkma biraz klişe diyeceğimiz bir konuya sahip. Açıkçası çok beğendiğimi söyleyemem. Çok kopuk ve anlamsızdı. Hele sonu o kadar saçma geldi ki. Çoğu şeyin manasını anlayamadım. Ama kitap boyunca kullanılan bazı betimlemeler cidden güzeldi. Benzetmelerine hayran kaldım. Ne yazık ki bu hayran kaldığım cümleler bile kitap için bir kurtuluş değeri taşıyamayıyor. Kısaca biraz vasat bir kurgu olmuş.
Önce kısa boylu, tıknaz, kıllı, yabani hayvan kokan, iri gözleri kan çanağı, kulaklarında gümüş küpelerle bir Camargue korucusu; sonra iki Beaucaire'li ekmekçi ile hamur yoğurucusu, ikisi de kıpkırmızı, tık nefes, ama yandan bakılınca profil şahane, sanki Vitellius'un suratı hakkedilmiş iki roma madalyası... Sonunda, en önde, arabacının yanında bir adam... Hayır, estağfurullah, bir kasket... Ağzını açmadan kederli kederli yola bakan tavşan derisinden kocaman bir kasket.
Bir gökbilimci, buluşunu o zamanlar Uluslararası Astronomi Kongresi'nde harika bir sunumla açıklamıştı. Fakat fes ve şalvar giyiniyor diye kimse onun söylediklerine değer vermemişti. Büyükler böyledir işte...
Kurgusu bir örümcek ağı gibi birbirine bağlanan ve aslında başını sonuna, sonunu başına katan çarpıcı bir roman. Doğruyu söylemek gerekirse kitabı bitirdikten sonra kapağa konulmuş ince spoiler'lar çok dikkatimi çekti. Örneğin fuşya fular. Roman içinde anlamlanan o basit nesne. Bunun kapağa yansıtılması bence çok güzel bir jest olmuş. Ya da sadece ayrıntıları sevdiğim için bana öyle geliyor, bilemiyorum. Ve hani o kurguyu oluşturduğu sanılan aşk hikayesi var ya. Hah işte o aslında sadece kurguyu güçlendirmek için. Yani en azından bana öyle geldi. Çünkü aslında bu roman aşk romanı değil. Bu roman özgürlüğün romanı. Özgür olmak için feda edilen belki biraz -aslında baya- aşağılık insanların romanı. Ama şunu da söylemeliyim ki romanın nakışları yazarın fantezi dünyasından oluşuyor. Bu nakışların ne kadar estetik olduğunu bilemiyorum. Sanırım bazı insanların gözüne rahatsız edici bile gelebilir. Açıkçası bana biraz rahatsız edici geldiğini itiraf etmeliyim. Özellikle 2.sondaki Firdevs ve Saffetin yaşadıkları... Bana inandırıcılığını orada kaybettirdi. Sanırım bu da yazarın en korkutuğu şeylerden biri. İnandırıcılığını kaybetmek. Neyse, daha fazla uzatmaya gerek yok. Eğer ayrıntıların özgürleştireceğine olan inancınız varsa bu romana katlanmalısın derim.