Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muguet

En fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı
Reklam
Kaşların yay mıdır kirpiğin ok mu Bir kez ben de sana sarılsam çok mu Hey zalim, göğsünde imanın yok mu Sana lazım değil benden ziyade
Sayfa 27
Kerem ile Aslı'dan
Molla Ali Efendi: "–Lakin her can, kendi arzusunun kuludur. Hak, doğacak çocuklarınızı birbirine yazmıştır. Siz siz olun, onların arzusunun önünü almayın!..."
Sayfa 21

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eserim çevirmeni Celâl Üster'in Aralık 2000'de kaleme aldığı önsözden
Özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır. Özgürlük, değerli olduğu ölçüde kırılgandır da...
köydeki birinin gözünden şehirde yaşam betimlemesi
Büyük bir binanın küçücük bir odasında oturuyormuş. O kadar küçük bir oda imiş ki insan orada kımıldayamıyormuş bile. O binanın avlusu da bir pazar yeri gibi kalabalıkmış ve kimse kimseyi tanımıyormuş. Ama, yine de devam ediyormuş hayat. İnsanlar işten dönüp evlerine girer girmez kapılarını sımsıkı kapar, kilitlerlermiş. Bir hapishane hücresi gibi o dört duvarın içinde kalırlarmış hep.
Reklam
Bazı safdilliler -ya da alaycı kişiler mi bilemiyorum- hâlâ neden tablolarımda kendi hep çok ciddi çizdiğimi sorma cüretini gösteriyorlar. Kıpırdamadan ve yanıtlamadan bakıyorum olanlara. Herhalde kendimi sürekli kahkahalar atarken resmedecek değilim. Gündelik yaşamımda kahkahalar atmadığımdan değil ama kendi kendimle baş başa kaldığımda -ki resim yaptığım zamanlar tam da bu anlara karşılık gelir, başka türlü olamaz- hiç gülecek halim yoktur. Onlara yaşamımın acıklı bir öykü olduğunu, resim yapmanın da yaşamımdan bir farkı olmadığını söyleme cüretini gösterebilir miyim acaba?
Sayfa 245Kitabı okudu
Tanrı, kimi zaman işini kendi görür. Kimi zaman uyarır. Depremler, volkanlar, salgın hastalıklar, afetler verir. Kimi zamansa insanlığı yola getirme işini bizzat insana verir. Peygamberler gönderir. Ya peygamberler devri kapanmışsa? O zaman bu işi Türk'e verir.
Kuş kanatları gibi alnında birleşen kalın, kara kaşları Frida'nın yüzünün simgesiydi ama bu kaşlar aynı zamanda da gitme isteğini, yürüyemese bile uçma isteğini, özetle düşsel kaçışları da simgeliyordu.
Sayfa 165Kitabı okudu
Farkındalık
Hisler, yaşamın kontrol paneli üzerindeki ışıklarıdır; birinin yanması, ilgilenilmesi gereken bir iç sorun olduğunun işaretidir.
Türk Oğuz beyleri, halkı işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, Türk halkı senin devletini, yasalarını kim yıkıp bozabilir idi?
Reklam
Değerinizin anlaşılacağı "o" günü bekleyerek yaşayabilsiniz ya da zaten değerli olduğunuz gerçeğini hissedip tadını çıkararak her gün yaşayabilirsiniz.
Sayfa 107Kitabı okudu
Başlangıçta, Tanrı gökleri ve yeri yarattı; ve yer ıssız ve boştu; ve enginin yüzü üzerinde hareket ediyordu. Ve Tanrı dedi: Işık olsun; ve ışık oldu. Ve Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü; ve Tanrı ışığı karanlıktan ayırdı. Ve Tanrı ışığa Gündüz ve karanlığa Gece dedi. Ve akşam oldu ve sabah oldu.
Durmadan düşünmek, eğer sonuçta yararlı bir şey üretmiyorsanız, beyninizi kemirmekten başka işe yaramaz.
Geri152
794 öğeden 781 ile 794 arasındakiler gösteriliyor.