“İnsanlar," dedi Küçük Prens, “hızlı trenlere doluşuyorlar ama neyin peşinde olduklarını bilmiyorlar. Yalnızca telaş içinde koşuşturup duruyorlar." Sonra ekledi:
“Oysa boşuna..."
"O zaman sen de kendi kendini yargılayacaksın,” dedi kral. “Bu çok zor bir iştir. Kişinin kendisini yargılaması, başkasını yargılamasından çok daha zordur. Eğer kendini doğru bir biçimde yargılamayı başarırsan, gerçek bir bilgesin demektir.”
Eğer insan milyonlarca ve milyonlarca yıldızın İçinde tek bir örneği bulunan bir çiçeği severse, o yıldızlara baktığında mutlu olur. Kendi kendine şöyle der: İşte benim çiçeğim bunlardan birinde...
Rüzgârda paramparça savrulan bu zavallı umut paçavrasına sarınmakta niçin direniyordum? Ne bileyim! Bunu okuyan sizler, daha geçen yıl, geçen ay, geçen hafta, buna benzer bir tutarsızlık yapmadınız mı? Biliyor musunuz neden yaptığınızı?
Yıllarca aradım kendi kendimi
Hiçbir türlü bulamadım ben beni
Hayal mıyım rüya mı bilinmez
Hiçbir türlü bulamadım ben beni
İnsan mıyım mahluk muyum ot muyum
Ekilir biçilir bir nebat mıyım
Yoksa görünüşte bir sıfat mıyım
Hiçbir türlü bulamadım ben beni
Leyla mıyım Mecnun muyum çöl müyüm
Arı mıyım çiçek miyim bal mıyım
Köle miyim bir güzele kul muyum
Hiçbir türlü bulamadım ben beni
Varlığım yokluğum bir Veysel adım
Gök kubbede kalacaktır ses kadim
Elli üç yıl kendi kendim aradım
Hiçbir türlü bulamadım ben beni
"Sevgili Herbert, durumumuz gerçekten çok kötü."
"Sevgili Handel," diyordu Herbert tüm içtenliğiyle, "inan lafı ağzımdan aldın; ne garip tesadüftür ki ben de tam aynı şeyi söylemek üzereydim."