Aşk üzerine herşey söylenmiştir ama herkes tarafından değil. Şairler ve yazarlar takımından söylenmiştir. Onlar aşkı anlatmak için hep bu kelimelerden medet ummuşlardır. - Yanlış -ters - sözlerden çok gözlerdedir aşk. - aşkı anlamaya calismak en büyük hiyarliktir ulan . Kim anlamış ki sen anlayacaksın. - sen aşıksın bir kere o değil ki. - aşk var ya bu namusuz aşk - gülün dikeni var diye üzülmekten ziyade bir diken çiçek açmış diye sevinmeye benzer. - ilk bakışta değil son bakıştadır aşk yani ayrılırken nasıl bakıyorsa sana o kadar sevmiştir seni.
Sızı
youtu.be/N3oCS85HvpY Küçük kız sokağın bir köşesinde uygun bulduğu bir yere çömelip sokak lambalarıyla aydınlanmakta olan yolu seyre daldı. Düzensiz adımlarıyla gelmekte olan bir kadına gözü ilişince yolu unuttu ve dalgın kadını takip etmeye başladı. Kadın sağ elini karnına bastırmış uzun ince parmaklarıyla sımsıkı tutuyordu ince
Reklam
Sen yağmur sonrası gökkuşağı Sen sonbaharın son yaprağı Sen çöldeki tek çiçek Sen gönlümün ilk ve son aşkı...
 Henüz 29 yaşındayken intihar ederek yaşamına son veren Nilgün Marmara, “Bak bu yara annemden, işte bu babamdan, buradaki ilkokul öğretmenimden, haaa şu en derin olan mı onu ben açtım bilmeden. En çok da o acıtıyor canımı, en çok o kanıyor. “ diye yazmıştı şiirinde. Eşi, Nilgün Marmara için; “Şiir yazdığını bile bilmezdim. Bir kenarda pıtır pıtır
Menim bu dünyayla bir alverim var aldığım-verdiyim nefesdi-nefes. Daha özge bazar açan deyilem ölünce bu alver mene besdi-bes. Aldım nefesimi quş dimdiyinden Ocak tütsüsünden, Çiçek iyinden.
GECEYE ŞARKI 1 Bir nefesin gölgesinden doğma bizler Dolanıp durmaktayız terk edilmişliklerde Bizler, yani sonrasızlıkta yitirilenler, Kurbanlarız, adandıklarımızı bilmezcesine. Dilenciyiz sanki, yok benim diyebileceğimiz, Kapalı kapılar önünde birikmiş delileriz. Körler gibi kulak kabartmışız, içinde Fısıltılarımızın yitip gittiği
Reklam
Bugün hiç olmadığım kadar yorulmuştum. Çölün ortasında mucizelerle açmış bir gül goncası gibi Mücadele etmekten bıkmıştım. Sahte, bayağı, çıkarcı, menfaatçi... Kısaca insanın olduğu her yerden bıkmıştım. Ruhumu bedenimde zor zaptediyordum. Sabret bitecek elbet bitecek bu kabus diyordum ruhuma. Bu bize tatlı rüya gibi gelen kâbusunda elbet bir
DE & DA…
Rehavetin sıcak hırkası üzerimde, beklerken içim geçivermiş. Rüyamda biri ile sohbet ediyordum, yüzüm denize dönük oturuyordum böyle, O arkamdaydı. Palmiye ağaçları vardı, suyun rengi turkuazdı, hava sıcak ve nemliydi. Neden bilmem neşeliydim de dinlerken gülüyordum. “Suyun bildiğini balıklar da bilir” dedi en son, gözlerimi açtım. Karanlık
"""Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma... Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan... Öyle kolay değil rüzgarın Önüne kapılıp gitmem... Son ana kadar vazgeçmem yaşamaktan... Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan.. İçimde kıyametler kopsa da... Ben baharıyım yarınlarımın, Çiçek açarım her kışın ardından..... """ Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Açmaya korktuğum bir şarkı gibisin sen bugün. Okumaya korktuğum kıtalarda, satır başlarına adın kazınmış sanki. Koparmaya kıyamadığım çiçek gibisin ya sen benim kalbimde. Benim olsun isteyipte koparmaya korktuğum ve koparırsam ölmeye ant içmiş kardelensin sen. Göz pınarlarımda biten bir damla gibi akıp gitmek isteyen yaşsın sen. Her senden kaçmak istediğim yolların sonu yine sana çıkıyor ya birtanem; işte o yolda yüzüme çarpan serin rüzgarın yaktığı izdesin sen. Bileğimdeki kesiklerden akan kansın sen bu son gecede. Yaşamam için elzem olan ama benden kurtulmak için hızla sızan. Ve ben sonsuz uykulara dalmadan önce yine seni sayıklayacağım bitanem. Çünkü bilirim; durduktan sonra bile atmayan kalbimde yaşatacağım bi tek sensin sen.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.