Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bugün
Ölmeye Yatmak
Ölmeye Yatmak
’ı bitirdim. En son şubatta
Katalin Sokağı
Katalin Sokağı
’na on yıldız vermişim. Koca bir mart ayını on yıldız verebileceğim bir kitaba rastlamadan geçirmişim. Tam nisanı da böyle bitiriyordum ki
Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu
imdadıma yetişti. Kadınlar ellerinin değdiği yeri nasıl da güzelleştiriyorlar dedim içimden. Her şey de olduğu gibi edebiyatı da bir çiçek bahçesine çeviriyorlar.
Ayfer Tunç
Ayfer Tunç
’un
Kapak Kızı
Kapak Kızı
’ı okurken de düşündüm aynı şeyi. Sonra
Füruzan
Füruzan
’ ımız, Fatma Aliye Hanım. Hepsi bir saygı duruşunu hak ediyor. Sadece Türk Edebiyatı ile de sınırlı değil elbette.
Annie Ernaux
Annie Ernaux
,
Marguerite Duras
Marguerite Duras
,
Agota Kristof
Agota Kristof
,
Magda Szabo
Magda Szabo
,
Toni Morrison
Toni Morrison
,
Jamaica Kincaid
Jamaica Kincaid
,
Tove Ditlevsen
Tove Ditlevsen
,
Elena Ferrante
Elena Ferrante
…oturdum düşündüm, ne çok kadının ruhuna konuk olmuşum meğer. İyi ki varsın edebiyat dedim. Fakat kendi topraklarının kadın yazarlarını okumak çok daha başka. Anlattıkları çoğu şey senin de kaderin çünkü, gözyaşları senin gö yaşın, kederleri senin kederin. Sen de mi yaşadın bunu diyorsun, bunu ben yaşadım bunu annem yaşadı, şunu da komşu kızı, ilkokul arkadaşım… sonra şaşırmıyorsun bu kader ortaklığına. Ne de olsa biz aynı toprakların gülleri, laleleri değil miyiz? Aynı havayı soluyup, aynı sulardan beslenmedik mi? İyi ki var kadın romancılarımız, yoksa kim anlatırdı yazmamış olan onca kadını? Bir iş daha edindim kendime. Türk kadın romancıların eserlerini keşfe çıkmak. Lakin önce birazcık
Thomas Mann
Thomas Mann
sularında yüzüp Alman edebiyatınının atmosferine dalmam lazım.
Gitti gelmez bahar yeli; Şarkılar yarıda kaldı. Bütün bahçeler kilitli; Anahtar Tanrı'da kaldı. Geldi çattı en son ölmek. Ne bir yemiş, ne bir çiçek; Yanıyor güneşte petek; Bütün bal arıda kaldı. Sayfa 154 Kitabı okuyor Otuz Beş Yaş Otuz Beş Yaş Cahit Sıtkı Taranc
Reklam
Sana Dönüyorum
youtu.be/cCjf4KitmFY?si=... Melanie C I turn to You "Dünya anlayabileceğimden daha karanlık olduğunda Hiçbir şey planladığım gibi gitmediğinde Gökyüzü griye döndüğünde ve görünürde bir son olmadığında Yalnız geceler boyunca uyuyamadığımda Sana dönüyorum Güneşe doğru eğilen bir çiçek gibi Sana dönüyorum Çünkü bir tek sen varsın Tepe taklak olduğumda beni kim döndürebilir Sana dönüyorum" ❤️"Dönüş de Allah'adır. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır ve dönüş yalnızca O'nadır."❤️
“Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma... Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan... Öyle kolay değil, rüzgarın önüne kapılıp gitmem... Son ana kadar vazgeçmem yaşamaktan... Ne fırtınalar koptu, benim hayat dallarımda... Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan... İçimde kıyametler kopsa da. Ben baharıyım yarınlarımın, Çiçek açarım her kışın ardından !” Nazım Hikmet
Her sabah pencerenin kenarına konan kuş artık gelmez olmuştur. Bayat ekmek kırıntıları, alıngan bir kuşun geride bıraktığı son parçalardır. Kim bilir hangi hoyratlığına alınıp gitmiştir buralardan? Birkaç sabah daha merakla pencerenin kenarına baktığınızda, kırıntılar hâlâ oradaysa, küçük bir iç buruntusu hepsi o kadar… Bir kuş giderken neler
"""Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma... Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan... Öyle kolay değil rüzgarın Önüne kapılıp gitmem... Son ana kadar vazgeçmem yaşamaktan... Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan.. İçimde kıyametler kopsa da... Ben baharıyım yarınlarımın, Çiçek açarım her kışın ardından..... """ Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
Ölüm bir son değil, ölüm bir göçtür. Düşün ki kurak, çorak bir tarladır bu dünya. Ama öyle bir yere gidersin ki topraktan bin bir meyve, çiçek fışkırır. Arılar, kuşlar uçuşur. En kötü ses, bülbül sesi olsun. Dereler çağıldasın, şelaleler coşkuyla aksın. Şimdi sen bunlara öldü mü dersin? Meğerki o Cennet bağına göçenler, bu çorak tarlada yaşayanlara üzülmesin. Ki bu Cennet bağları dâhi, O’nun güzelliğinin, O’nun cemalinin yanında çorak bir toprak. Var gerisini hayal et. Hayale sığar ise.
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma... Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan... Öyle kolay değil rüzgarın Önüne kapılıp gitmem... Son ana kadar vazgeçmem yaşamaktan... Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. ..Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan.. İçimde kıyametler kopsa da... Ben baharıyım yarınlarımın, Çiçek açarım her kışın ardından..... Nazım Hikmet Ran
1500'lerde İngiltere'de insanların çoğu Haziran'da evleniyordu senelik banyolarını da Mayıs'da yapıyorlar, Haziran'da çok kötü kokmuyorlardı.. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.. Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir
Reklam
Hayır hayır yalnız değildim ben. Kitaplarım vardı mesala her gün yanımda taşınan, içinde çiçek kurutulan. Tabakam vardı altı yıllık , sekiz yıllık bir çanta .Yalnız değildim kesinlikle sigaram vardı ya, yirmimden sonra tanıştığım her sabah erkenden başladığım gecenin son anına kadar benle yanan hani yüce dağlar dumansız olmazdı ya. Sözlerim vardı birde şarkılarım vardı bitmek bilmeyen sade sözsüz şarkılarım , hayellerim vardı, çayım , kahvenin yanında sodam , sesiz yürüyüşlerim caddeler boyu dağ boyu, birde içten içe yiyen bir ben vardı bu dünyada…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.