Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yeni fark ettiğim bir noktayı ,sizlerle dertleşmek adına paylaşayım istedim. Bazı yayın evleri; bir yazarın hikayelerini derledikleri kitapları hikayelerden birinin adıyla kitabı yayımlıyorlar, tüm hikayeler aynı tarzda hikayelerden birisinin adı ile yayımlanarak piyasaya sunuluyor. Hikayeler, tamamlanıp farklı adlarla sunumu yapıldıktan sonra da bu sefer kitap ismi olmamış bir hikayenin adı ile ve diğer kitaplardan devşirilmiş hikayelerle birleştirilip yeni bir isim altında sanki o yazarın başkaca hikayelerini kitaplaştırmışcasına satıma arz ediyorlar. sizde bunu incelemeden aldı iseniz eğer, okumak için elinize aldığınız da ancak aldatıldığınız konusun da uyanıyorsunuz. Tüm bunlar tabi ki bana göre, 1. Okuru aldatma dır (en iyi niyetle) 2. Yazara saygısızlıktır. 3. Ticari etik den uzak davranıştır 4. Ülkemiz gibi okuma oranını çok düşük olduğu okuyucu kitlesinin yarım yamalak olan okuma şevkini kırıcı davranıştır. 5. Kısacası rezalettir. 6. Haksız mıyım? diye sorma hakkım olmıyacakmı? Bilgilerinize, fikirlerinize, görüşlerinize ihtiyacım olduğu hususunu paylaşmak istedim Bir konuyu açıklık getireyim. Niyetim tüm yayın evlerini sorumluluk altına tutup suçlamak istemiyorum. Onları bundan ayrı tutmak da görevimdir. Bu olumsuz davranış içinde olanlar kendilerini biliyorlardır zaten... Selam ve sevgilerimle...
Hiçbir zaman sandığım gibi değilim. Kendim sandığım varlık bile durmadan değişiyor, öyle ki, çoğu zaman, ben birleştirmesem, sabahki varlığım akşamki varlığımı tanımayacak. Hiçbir şey benim kadar farklı olamaz benden. Ancak bazı bazı, yalnızken görünür derinlik gözlerime. Ancak o zaman köklü bir sürekliliğe ulaşırım; ama o zaman da yaşamım ağırlaşıyormuş, duruyormuş, varlığım sona erecekmiş gibime gelir. Ancak yakınlık duygusuyla çarpar yüreğim, ancak başkasıyla yaşarım; başkasının yerine geçmekle, birleşmeyle yaşarım hatta; hiçbir zaman da bir başkası olmak için kendimden sıyrıldığım zamanki kadar yoğun ve güçlü yaşadığımı duymam. Kökten kopmanın bu bencilliği -aykırı gücü o kadar fazladır ki- iyelik, bunun sonucu olarak da sorumluluk duygumu eritir. Böyle bir yaratık, evlenilebilecek bir yaratık değildir. Bunu nasıl anlatmalı Laura'ya?
Reklam
Sürü insanın belli başlı dört özelliği şöyle sıralanmıştı: 1. Kişilik kaybı: kişiye özgü bireysel davranış biçimleri, ihtiras ve tutkuların baskısı altında ortadan kalkar. Onların yerini, içgüdüsel tepkiler alır. 2. Duyguların egemenliği: akıl ve mantık terk edilir, duygular ve içgüdüler öne geçerler. Nitekim geniş kitlelerin böylesine yaygın
32 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Grafikleri ve kurgusu ile cocuk kitapları arasında önemli bir yer edileceğini dusunuyorum. Sayfalar arası geçişler grafikler ile guzel bir bütün halinde verilmiş. Hem düşündürüyor hem de güldürüyor. Ayrıca okuru hikayenin içine katması ve ona sorumluluk yuklemesi cocuklar açısından ozguven arttırıcı bir durum yaatıyor. 2 -5 yaş arası çocuğu olanlara şiddetle tavsiye ediyorum. Harika bir hediye oluyir.
Bu Kitap Benim Köpeğimi Yedi
Bu Kitap Benim Köpeğimi YediRichard Byrne · Uçan Fil · 201427 okunma
Disiplin,çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek,kendi kendini denetleme ya da iç denetim olan ahlak gelişimini sağlamaktır.Bu dıştan gelen bir zorlamayla olmaz.Önemli olan,içselleşmiş bir sorumluluk duygusunun oluşturulmasıdır. Haluk YAVUZER (Ana-Baba ve Çocuk)
Müslüman
Müslümanların defterinde "sana ne", "bana ne" yazmaz. Örfün, nezaketin, edebin ve sorumluluk bilincinin sınırları içinde herkes; kardeşleriyle ilgilenmelidir.
Sayfa 129Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.