"Bir yağmuru koymak var sabahın yanına
Bir yağmuru şimdi üzgün boynuna
Nehirlerin dinlediği seslerdik
İçimizden sular geçti
İçimizden sessizlikler, dalgınlıklar
Baktım acımız bir perde
Kapattık
Şimdi durup dokunsam bir yalnızlığa
O yalnızlık o yağmura uysa
Aksak zamanın ucuna aksak
Bir yokuş var, bir yok oluş
Tırmansak
Onlar eski bir alınganlığı koydular önüme
Ben kuşları anladım bundan"
Şu da Macbeth'ten:
"Yaşam gezinen bir gölgeden ibaret;
Zavallı bir komedyen, bağıra çağıra
Saatini doldurur sahnede ve bir daha
Duyulmaz olur sesi; bir ahmağın anlattığı
Masaldır bu, avazı çıktığınca, hiddetli
Ve hiçbir anlamı olmayan."
"Anlıyor musunuz, anlıyor musunuz sayın bayım, bir insanın gidebileceği hiçbir yerinin olmaması ne demektir, anlıyor musunuz? Çünkü her insanın gidebileceği hiç değilse bir yerin olması gerekmez mi?.."