Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sude Keleş

Onun gibi olamayacağımı biliyordum, ama onunla birlikte olabilirdim. Bu bile beni heyecanladırmaya yetiyordu.
Reklam
Acısı, bana kendi acılarımı hatırlatmayan kimseye şefkat duymuyordum.
"Lakin nasıl yaşıyorlar yarabbim, sevmeden, sevilmeden nasıl yaşanıyor?"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"O olmasaydı demek ben de herkes gibi olacaktım; bilmeyecektim, aşk ve saadet nedir; bundan habersiz kalacaktım"
Ah, bu dünyada herkes kendini, sadece kendini, hatta başkalarının zararına olarak kendini mi düşünürdü?
Reklam
O zaman Suat'ın gözleri o şefkat dolu bakışını kaybetmeksizin Necip'e döndü ve bu bakış o kadar derin, sıcak bir sevgiyle nemliydi ki Necip ruhu eriyor zannetti, bir saniye mesut bir helecanla titredi. Evet, böyle bir bakışla insan dünyanın öbür ucuna gider, diye düşündü; çöllere gider, dağlara gider...
Hayat kalabalık, güzel hava için­de olur. Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbirine bağlayan bu bağları o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Bazen rast gelip hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da kendi kendime hiçbirisini senin kadar, senin gibi sevemeyeceğime yemin ediyorum. Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rastlamıyorum... Öyle bir şey ki işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir huzur geliyor! Dudaklarını gözlerime dokundurduğun zaman bütün canımın koşa koşa gelip top­landığını, orada sana kavuşmaktan mesut olarak kaldığını hissediyorum. En çok da şimdi bana öyle geliyor ki ben dünyada senden başka hangi kadını alsaydım hiçbirisiyle senin gibi olamayacaktım; senin gibi böyle samimi, ruhuma kadar, böyle canıma kadar samimi...
Birinden hiçbir şey beklemeyince asla düşkırıklığına uğramaz insan.
Bazılarının sözleri namusludur ama kalpleri namussuzdur.
Reklam
Sen onun için beynini parçalayabilirsin, o ise buna karşılık sana tabak içinde at pisliği sunar.
"Ben alışamam. Hiçbir şeye alışamam. Her şeye alışabilen bir kimse gebersin daha iyi."
Kuzey Kulesi'nin yetmiş ikinci katından atlayan -topuklu ayakkabılarından biri ayağından kurtulup arkasından düşen, diğer ayakkabısı fazla küçük geliyormuş gibi diğer ayağına yapışmış olan, bluzu eteğinden kurtulmuş, saçları dağılmış, yüksekten düşerken uzuvları kaskatı, tek kolu yazın göle atlıyormuş gibi havada- kadını her görüşümde korkuyla karışık bir şaşkınlığa kapılırım - o kadın Reva olduğu için değil, ki bence öyle, tıpkı ona benziyor, hatta Reva'yla arkadaş olduğumuz için veya onu bir daha asla göremeyeceğim için de değil, güzel olduğu için. İşte orada, bu insan, bilinmeyene doğru dalışa geçmiş ve tamamen ayık.
"Sence o seni hâlâ seviyor mudur?" "Bilmiyorum." "Sevsin ister miydin?" Yanıtım evetti ama yalnızca onu reddedeyim de acı çeksin diye.
İlgiye hasrettim ama ilgi talep ederek kendimi küçük düşürmeyi reddediyordum.
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.