İçi boş sürem eklemlenmemiş, yönetilmemiş zamandır. Ne anlamlı bir önceye ve sonraya ne de anılara ve beklentilere yer vardır bu zamanda. Zamanın sonsuzluğu karşısında, kısacık insan yaşamı bir hiçtir.
Bugün zamanla bağlantılı olay şeyler eskisine göre çok daha hızlı eskiyor. Hızla geçmişte kalıyor ve böylece dikkatimizden kaçıyorlar. Şimdiki zaman bir güncellik noktasına indirgenmiş durumda.
Ara sıra başka hükümdarlar, kendisinden daha büyük olanları düşünmüş olmalı. Konuşmalarında genellikle Stalin hakkında atip tutardı, ama Stalin'in uzaktan izleyerek bazı şeyler öğrenmişti, tıpkı Stalin'in de ondan öğrendiği gibi. İkisi de büyük yalanların, günah keçilerinin, çalışma kamplarının, rap rap yürüyen postalların, sansürün, kinin, tasfiyelerin ve şiddetin yararlarını biliyordu. Biri irk, diğeri sınıf üzerinden halk avcılığı yapıyordu, ama her ikisi için de asıl önemlisi iktidar, insanlarin mutlak denetimiydi. Stalin Hitler'den hayranlıkla söz etmişti: "Ne adam!" Hitler’de Stalin için, "Bir hayvan, ama muhteşem büyüklükte bir hayvan!" ve "Kendi tarzında müthiş biri" diyecekti.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra Niemöller (barışçı düşünceleriyle ilgili çok sayıda konuşma yaptı; konuşmalarını genellikle şu sözlerle bitiriyordu: "Önce komünistlere saldırdılar, ses çıkarmadım çünkü komünist degildim. Sonra Yahudilere saldırdılar, ses çıkarmadım çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılara saldırdılar, ses çıkarmadım çünkü sendikacı değildim. Sonra Katoliklere saldırdılar, ses çıkarmadım, çünkü Protestandim. Sonra bana saldırdılar ve artik sesini çıkaracak kimse kalmamıştı." Niemöller yalnızca kendini değil, pek çok insanı suçluyordu.