Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tülin Arslandağ

Tülin Arslandağ
@tulinarslandag
İnsan; Denizin olmadığı yerde, Umut adına, Martı olmalı. -Nazım Hikmet
Çocuklar ilkin anne babalarını severler; büyüdükçe onları yargılamaya başlar, nadiren de affederler.
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Diğerlerinden farklı olmamak daha iyidir. Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler. Kafaları son derece rahat, ağızları bir karış açık öylece oturup oyunu izleyebilirler. Zafer nedir bilmezler belki ama en azından, yenilgiyi de tatmazlar. Hiç istiflerini bozmadan, kayıtsız, gürültüsüz patırtısız yaşayıp giderler; tıpkı hepimizin yaşaması gerektiği gibi. Ne başkalarını felakete sürüklerler, ne de yaban ellerde heder olurlar.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Lanet olsun onlara!" diye söyledim. "İnsan kalbinin doğasında yaşayabileceği zevkleri yok etmeye gücü yetenlere! Dünyadaki bütün iyilikler, bütün şefkat; zalim bir insanın yaptığı zulmün çaldığı mutluluğun yerini tutamaz!"
Sayfa 51 - Ren Yayınları (4. Baskı)Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...biz kendi hapishanemizin duvarlarını parlak renklerle ve manzaralarla boyayarak kendimizi eğlendiriyoruz.
Sayfa 17 - Ren Yayınları (4. Baskı)Kitabı okudu
Çok şeyim var, ama ona karşı duyduğum sevgi her şeyi emiyor. Çok şeyim var ama o olmadan hiçbir şeyim yok.
Sayfa 131 - Ren Yayınları (4. Baskı)Kitabı okudu
Reklam
“İnsan doğası,” diye devam ettim, “sınırlarına sahiptir. Bir dereceye kadar hüzün, sevinç ve acıyı kaldırabilir ama bu sınır aşıldığı takdirde yıkıma uğrar. Bu nedenle soru, bir insanın güçlü ya da zayıf olup olmadığı değildir; acılarına katlanıp katlanamayacağıdır. Bahsi geçen ıstırap ahlaki ya da fiziksel olabilir, benim fikrime göre kendisini yok eden bir adama korkak demek, ateşli bir hastalıktan ölen bir adama korkak demek kadar saçmadır.”
Sayfa 74 - Ren Yayınları (4. Baskı)Kitabı okudu
İnsan ırkı monoton bir yapıya sahiptir. Çoğunluğu sadece varlığını sürdürebilmek için vakitlerinin çoğunu çalışarak harcarlar ve onlar için geriye kalmış olan azıcık özgürlük onları o kadar rahatsız eder ki ondan kurtulmak için her fırsatlarını kullanırlar. Ah! İnsanların kaderine bak!
Sayfa 14 - Ren Yayınları (4. Baskı)Kitabı okudu
“Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir...” demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli... Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; “Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!” deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden, bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma... Sonra en mühimi: Kendini halinden şikâyet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun. İçkiye de şimdilik pek heves etme. Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hâkim ol. Biraz daha yaşlandıktan sonra nasıl olsa başlarsın. Hatta o zaman lazımdır da. Akşamdan akşama iki kadehin zararı yoktur. İnsana dünyayı unutturur. Eh, bu dünya da unutulacak dünya zaten...”
Sayfa 151 - Yapı Kredi Yayınları (83. Baskı: İstanbul, Aralık 2018)Kitabı okudu
Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Sayfa 177 - Yapı Kredi Yayınları (83. Baskı: İstanbul, Aralık 2018)Kitabı okudu
Mademki hiçbir şeyi değiştirmeye iktidarı yoktu, her şey evvelden çizilen bir yolda yürüyecekti, o halde aklı başında bir insan, olanları tebessümle seyredip sırasını beklemeliydi.
Sayfa 110 - Yapı Kredi Yayınları (83. Baskı: İstanbul, Aralık 2018)Kitabı okudu
Reklam
...bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür...
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları (83. Baskı: İstanbul, Aralık 2018)Kitabı okudu
...öyle ya, kim dönüp kendi gölgesine bakardı ki? Gölgesinin sadakatle sürünerek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan.
Sayfa 34 - İş Bankası Kültür Yayınları (9. Basım)Kitabı okudu
...yaşamın zirvesi de dibi de aynı biçimdedir.
Sayfa 3 - İş Bankası Kültür Yayınları (9. Basım)Kitabı okudu
279 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.