Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuncay Ağı

Tuncay Ağı
@tuncaya
İstanbul
4 okur puanı
Haziran 2014 tarihinde katıldı
Tuncay Ağı
@tuncaya·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Gelecekteki İlkel
Gelecekteki İlkelJohn Zerzan
8.6/10 · 155 okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yabanıl Toplumda Suç ve Gelenek
Yabanıl Toplumda Suç ve GelenekBronislaw Malinowski
8.5/10 · 63 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tuncay Ağı tekrar paylaştı.
İlk bakışta bilimin gerçekten, kendi yönünü tayin edebilecek son derece zeki ve yaratıcı insanların işi olduğu aşikardır. Bizler bir devri sık sık keşifleri ve teorileriyle o dönemde iz bırakan bir şahsın ismiyle anarız. Fizikte "Einstein'dan sonrası" psikolojide "Watson'dan sonrası" ve heykelcilikte "Michelangelo'dan sonrası" hakkında konuşuruz. Görünen o ki bireyler hem bilim hem de genel kültür alanlarında, tarihin akışını değiştiren heyecan verici, bazan sarsıcı değişiklikler ortaya koyarlar. Bu savın doğruluğunu kanıtlamak için sadece Sigmund Freud'u düşünmek bile yeterlidir. Bu nedenle kişilikçi teorinin belirli bir değeri olduğu doğrudur ancak tek başına bu teori bir bilimin veya toplumun gelişimini açıklamakta yeterli midir? Hayır. Bilim adamlarının ve filozofların çalışmaları, zamanında çoğunlukla görmezlikten gelinmiş veya yalanlanmış ve bu çalışmaların onaylanması bundan uzun zaman sonra olmuştur. Zamanın şartları bir bilim adamının düşüncelerinin dikkate alınıp alınmayacağını veya önemsenip önemsenmiyeceğini, övüleceğini veya unutulacağını tayin edebilir. Bilim tarihi yeni keşiflerin ve orjinal anlayışların reddedilmesi örnekleriyle doludur. Hatta en yetenekli kafalar (belki de özellikle en yetenekli kafalar) Zeitgeist tarafından engellenip zorlanmıştır. Buna bağlı olarak, bir keşfin kabulü ve uygulanması bir kültürdeki, bölgedeki veya çağdaki hakim düşünce kalıbı tarafından kısıtlanmış olabilir fakat o dönemde çok tuhaf bulunup kabul görmeyen bir fikir, bir nesil veya yüzyıl sonra kolayca kabul edilebilir. Yavaş değişim bilimsel ilerlemenin bir kuralı gibi gözükmektedir.
Sayfa 49
Tuncay Ağı tekrar paylaştı.
...Günler, haftalar boşuna kafa yorarak geçiyordu; alışkanlıktan mı, yoksa kendini kanıtlama isteğinden mi yazmaya devam ettiğini, yoksa başka türlüsünü öğrenmemiş olduğundan ya da yaşama karşı bir şaşkınlıktan, hakikat aşkından, umutsuzluk ya da kızgınlıktan mı böyle yaptığını bilemiyordu insan; aynı şekilde insanın yazarak aklını başına daha mı çok topladığını, yoksa daha mı çok delirdiğini de söylemek mümkün değildi. Belki de her birimiz, kendi eserimizi inşa ederken geneli görebilme yeteneğimizi kaybediyorduk ve belki de bu nedenle, zihinsel tasarımlarımız karmaşıklaştıkça, bilgide aşama kaydettiğimizi sanıyor, ama sonra, gerçekte hayatımızın yönünün saptayan önceden hesaplanamaz belirsizlikleri hiçbir zaman kavrayamayacağımızı da hemen anlıyorduk....
Sayfa 166Kitabı okudu
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.