İnsanlar gün boyu küfürlü konuşur dururlar ama radyoyu açıp da tanınmış birinin, saygı duydukları birinin her cümlede "siktir" dediğini duydular mı, nedense kendilerini ihanete uğramış hissederler.
Kitap, kısa hikayelerden oluşuyor. Yazarın bence kendine has özgün bir üslubu var her ne kadar bütün öykülerine yansımasa da. Lakin bu üslubu anlattığı dramı ( yer yer arabeske kacan ) kaldıramadığını düşünüyorum. Ben sadece üslubu icin bile olsa okunmaya deger buluyorum.
Sonra bir gün, Haziran başı, kiraz mevsimi bastırmış, arzular şelale, bir cesaret defterin köşesinden yırttığım bir kağıda "Cumartesi?" yazıp koyuveriyorum kitabının arasına. Tarık Akan'la Gülşen Bubikoğlu gelse elimize su dökemez.
Hayatın bana tek kelime danışmadan açtığı boşlukları doldurmak mevzu bahis olduğunda, sigara herkese ve herşeye beş basardı. Kusursuz bir dolgu malzemesiydi. Oyundan çıkanın yerine giren yedek oyuncu gibiydi.
Birkaç kırık mektup dolandı aramızda. Gece yarıları ağlaya zırlaya yazıldı, zarflara kondu, aksi istikametlere yola çıktı. Vardığı yerde hüznü beşe katladı. Mektup zor iş. Hele içine fotoğraflar iliştirilmişse, çekilecek dert degil.