Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Attila
Attila kültür ve sanata da önem verirdi. Okumuş insanlara büyük önem verir ve onları yüksek mevkilere getirirdi. Şehirleri ve buralarda bulunan sanat eserlerine zarar vermekten mümkün olduğu kadar kaçınırdı. Büyük törenlere sahne olmuş sarayı çok görkemliydi. Buna rağmen Attila sadeliği tercih ediyordu. Hunların geleneksel süslerini fazla kullanmazdı. Fakat falcılara çok inanırdı. Falcıların etkisiyle İstanbul ve Roma'yı almaktan vazgeçmişti.
“Hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olamaz.”
Sayfa 64 - TimaşKitabı okuyor
Reklam
Suikast
Suikastı gerçekleştirmekle görevli Bigila'nın da katıldığı heyet, 448 yılı yazında Hun başkentine (yeri belirlenememiştir) geldiğinde, durumdan Edekon aracılığıyla haberdar olan Attila, yaptığı sorguda Bigila'ya maksat ve faaliyetlerini itiraf ettirdi. Bizanslıların hiçbirine dokunmadı; fakat Theodosios'a hitaben yazdığı şu mesajı, özel bir elçiyle imparatora yolladı: "Theodosios, Attila gibi asil bir babanın oğludur. Attila, babası Muncuk'tan aldığı asaleti muhafaza etmiş, fakat Theodosios, Attila'ya haraç vererek köle durumuna düşmüştür. Theodosios, kölelik haysiyetini de koruyamamıştır, çünkü efendisi olan Attila'nın canına kıymak istemiştir.")
“Bizim hayali Türk kahramanlara ihtiyacımız yok; her devirde, coğrafyanın her yerinde varız zaten.”
Sayfa 48 - TimaşKitabı okuyor
Hazret-i Peygamberin Türkler hakkında söylediği sözler arasında "Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız" hadîsi kaynaklarda çok yaygın olup Tuğrul Bey zamanında Türklerin meziyet ve faziletlerine dair bir eser yazan İbn Hassûl, cihâdın farz olmasına rağmen, bu hadisin mevcudiyetini onların üstünlüğü hakkında en sağlam bir delil olarak zikreder. Bununla alâkalı olarak Muâviye'nin Azerbaycan valisine Türklerle savaştan sakınmayı emrettiği rivâyeti de kayda şayândır.
İslâmın talihinin tersine döndüğü, iç ve dıș buhran ve istilâlar ile ümidsizlik hüküm sürdüğü bu devirde Türklerin (Oğuz ve Karlukların) islâm dinini kabullerine dair gelen haberler müslümanlar için bir teselli kaynağı teşkil ediyordu. Zira X. asır Arap coğrafyacılarının ifadesi ile "Türkler cesaret ve şecâatta bașka kavimlere üstün" olduğu için Dâr ül-İslâm'ın hudutlarında cereyan eden savaşların en șiddetlileri Türklerle vuku'buluyordu.
Reklam
Müslümanlar 16. yüzyılın ortalarına kadar bilimde Avrupalılara nispetle daha ilerdeydiler. Fakat Avrupalılar Müslümanlardan bilgiyi 10. yüzyıl­dan itibaren aldılar. Bu alış merhalesi tam 500 yıl sürdü. Bizim Türklerin çoğu bunu bilmezler. 17. yüzyılın başlarında Avrupalı­lar önderlik konumuna geçtiler.
"Bizim efsanelerimiz, hikâyeleremiz var ama bunları yazıya geçirmemişiz. Kültürel açıdan büyük bir kayıp..."
Hınçak Cemiyeti
Ermeniler İsviçre'de 1886 yılında "Hınçak" ("çan sesi" demektir) isimli gizli bir cemiyet kurmuşlardı. Rusya ve İngiltere gibi büyük devletler tarafından beslenen bu cemiyet, sonradan Rusya'nın da başına dert oldu. Ama o sıralar Rusya'nın emellerine hizmet ediyor, Osmanlı Ermenilerini kışkırtıyor, bazı terör hareketlerine sürüklüyordu. Çeteler teşkil etmişlerdi. Ermeni çeteleri Türk köylerine saldırıyor, masum halkı kılıçtan geçiriyor veya kurşuna diziyordu. Hatta Ermenileri bile öldürüp, suçu Türklerin üstüne atıyorlardı. Dünya çapında, şimdi olduğu gibi kesif bir propagandaya başlamışlardı. Avrupalı bazı aydınlar kandırılmıştı. Bazıları Müslümanlara ve özellikle Türklere besledikleri hıncı Ermenileri desteklemekle alma yoluna gitmişti. Osmanlı Devleti'nin haklı feryadını duymuyor, ama bir Ermeni'nin burnu kanasa kıyametleri kopartıyorlardı.
Sayfa 488 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
İngiliz siyaseti
İngiltere'ye gelince... Osmanlıları destekleme siyasetini terk etmişti. Başbakanlık koltuğunda Gladstone oturuyordu. Amansız bir İslam ve Türk düşmanı olan Gladstone, bir gün Avam Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada Kur'an-ı Kerim'i eline almış, bir sürü hakaretler sıralamış, en sonunda, "Bu kitap Türklerin elinde bulunduğu ve buna uyduğu müddetçe onları tarihten silemeyiz" demişti. Bu adam hem Ermeni teröristleri hem de Rusya'nın Ermeni politikasını destekliyordu.
Sayfa 486 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Reklam
Hürriyet ve İtilaf
Ve sanıyorlardı ki İngilizlerin beş on dretnotu, kruvazörü, torpidosu Haliç boyuna yayılarak otuz üçlük toplarını şehre çe­virince Türklerin derhal dizlerinin bağı çözülecek, Mustafa Ke­mal Paşa, Anadolu'dan hemen koşarak Sadrazam Ferit Paşa'nın önünde boyun eğecektir. Sersemler! İstanbul'un işgâli Türk milletinin büyüklüğüne, akıl ve zekâ ile birlikte yürüyen cesaretine olduğu kadar İngilizlerin düşük ahlaklı ve üstün vasıflardan uzak olduklarına da kesin bir de­lildir. Bu insanlık tarihine Türkler için temiz ve tam bir yiğitlik hatırası, İngilizler için ise alçak ve şerefsizce bırakılmış bir izdir.
Sayfa 263Kitabı okudu
Dil ve Tarihle Türk adı, geniş bir coğrafya'da var olmuştur. Çin kaynakları ağırlıklı olarak Türklerle ilgilidir. Yine, Avrupa tarihi de Türklerle ilgilidir. 19. Yüzyıla kadar Türkler çıkarıldığında gerek Çin, gerekse Avrupa tarihi boşlukta kalır. Dünyada hemen her coğrafyada bulunan en fazla devlet ve imparatorluklar kuran Türkler, birlik ve bütünlüğü sağladığında güçlü, sağlayamadığında ise dağınık, sindirilmiş topluluklar olarak yaşamıştır. Bu bakımdan mensubu olduğumuz milleti her şeyden önce çok iyi tanımak, bilmek ve anlamak zorundayız.
568 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Gök köklü Türkler! Türklerin Çin esaretindeki dönemle başlıyor kitap ve yeniden özgürlüklerini kazanmalarıyla devam ediyor. En sonda Bilge Kağan'ın ölümü ve oğlu İçen Kağan'ın başa geçmesiyle bitiyor. Bugüne kadar okuduğum Göktürkler konulu kitaplardan farklı olarak burada Göktürk kağanı Kapgan Kağan'dan bahsediliyor. Diğer kitaplarda hatırladığım kadarıyla karşılaşmadım. Kapgan Kağan Çin esaretinden kurtulup yeniden birlik ve düzen kuran lider. Çok savaşlar yapıp çok zaferler kazanmış. Kitaba göre biraz da başina buyruk görünüyor. Toya danışmadan kararlar alıyor, bu da hatalar yapmasına sebep olmuş. Onunla ilgili en trajik nokta ölüm şekli. Düştüğü pusuda yağılar (düşmanlar) tarafından öldürülüyor ve başı kesilip Çin'e götürülüyor... Kitap roman olarak sınıflandırılmış olsa da bir roman olmaktan uzak. Tarihî araştırma inceleme kitabı gibi ama bunu masallaştırmış, zaman zaman da şiirselleştirmiş. Arada kalmış adeta. Bu şekilde olunca, tarihi romanları çok seviyor olsam bile, bu kitabı istekle okuyamadım, kendimi zorlayarak okudum. Ek olarak kitapta sürekli aynı ifadelerin aynı cümle kalıplarının tekrar ediyor olması da okumayı sıkıcı hale getirmiş.
Göktürkler
GöktürklerAhmet Haldun Terzioğlu · Panama Yayıncılık · 2014573 okunma
Bir zamanlar Selanik Yunanistan'da ve Balkanlar'da eşine rastlanmayacak kadar Osmanlı'ydı ve fevkalade kozmopolitti.
Sayfa 197Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.