Anıl AKRABA
@vThalassophile
Paylaştığım alıntıların hiçbiri ona katıldığım veya o psikolojide olduğum anlamına gelmiyor. Sadece farklı bakış açıları da sunuyorum.
Diş Hekimi
22’
2 Mart 1999
2074 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Doğa her zaman hayal edebileceğimizden daha ince, daha ayrıntılı ve daha zariftir. Şaşırtıcı olan, insan olmamızdan kaynaklanan birçok kısıtlamaya tabii olduğumuz açıkça bilinmesine rağmen, Doğa’nın sırlarını çözme konusunda bu kadar mesafe katedebilmiş olmamızdır.
Sayfa 500 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Bir insanı sıfırdan yaratmak için gerek duyulacak planlar, ayrıntılı talimatlar ve iş emirleri İngilizce dilinde yazıldıklarında yaklaşık 1000 ansiklopedi cildini doldurur. Ancak vücudumuzun her hücresi bu ansiklopedi setini içinde barındırır. Bir kuasar o kadar uzaktadır ki, gördüğümüz ışığı galaksiler arası yolculuğa Dünya oluşmadan önce çıkmıştır.
Ne zaman buna benzer keşifler hakkında düşünsem, keyiflenip tatlı bir şekilde ürperirim. Kalbim hızla atmaya başlar. Bilim, insanı hayrete düşüren bir haz kaynağıdır.
Sayfa 499 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Cehalet cehaletle beslenir. Bilim fobisi bulaşıcıdır.
Sayfa 497 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Evrim geçirdiğimizin en açık kanıtları genlerimizdedir. Ancak kendi DNA’ları görüşleri haksız çıkartsa da, birçok insan evrime karşı -okullarda, mahkemelerde, ders kitaplarını hazırlayan yayınevlerinde ve bir tür ahlaki eşiği aşmadan hayvanlara ne kadar eziyet çektirebileceğimiz konusunda- büyük bir savaş vermektedir.
Sayfa 492 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Bilime yatkınlığımız her zaman, her yerde, her kültürün derinliklerine işlemiştir. Bilim hayatta kalmamızı sağlar. Doğuştan kazanılan bir haktır. Çocuklarımızı ilgisizlik, dikkatsizlik, basiretsizlik veya kuşkuculuk korkusu yüzünden bilimden uzaklaştırdığımızda, onları haklarından mahrum etmiş ve geleceklerini inşa etmelerine olanak tanıyacak araçları ellerinden almış oluruz.
Sayfa 481 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Bilim hem batıl inançlardan hem de adaletsizlikten arınmamızı gerektirir. Batıl inançlar ve adaletsizlik, sıklıkla yakın bir işbirliği içinde olan dini ve siyasi otorite figürleri tarafından empoze edilir. Bu yüzden siyasi devrimlerin, din hakkında duyulan kuşkuların artmasının ve bilimin ilerlemesinin yakından ilişkili olmasına şaşırmamamız gerekir. Batıl inançlardan kurtulmak bilimin geliştirilebilmesi için gerekli ama şart olmayan bir koşuldur.
Sayfa 473 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Hayat kısa ve belirsizliklerle dolu olduğu için, bilimle acılarını dindiremediğimiz insanları inançta buldukları teselliden mahrum bırakmak merhametsizlikmiş gibi geliyor. Bilimin yükünü kaldıramayanlar kaidelerini uygulamamakta hürdür. Ancak bilimi parça pinçik ederek, kendimizi güvende hissettiğimiz konulara uygulayıp, kendimiz için tehdit oluşturduğunu hissettiğimiz konularda bir kenara atamayız; çünkü bunu yapabilecek kadar bilge değiliz.
Sayfa 452 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Çürütülme imkanı olmayan bir dini öğretinin bilimin ilerlemesinden endişelenmesi işin pek fazla neden yoktur. Birçok inancın ortak paydasını oluşturan büyük fikir, yani Evren’in bir yaratıcısı olduğu fikri bu öğretilerden biridir; bu fikri çürütmek de, doğru olduğunu ispatlamak da oldukça zordur.
Sayfa 428 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Görünen o ki, az sayıda basit gerçeği kullanarak yaşamın karmaşıklığını ve çeşitliliğini anlamamız mümkün. Nispeten basit olan bir avuç yasanın yalnızca Dünya’da değil, Evren’in tümünde meydana gelen çok çeşitli doğa olaylarını açıklamakla kalmayıp, bu olaylar hakkında çeşitli tahminler yürütülmesine de olanak tanıdığını yüzyıllardır biliyoruz. Her yanında farklı kanunların geçerli olduğu bir Evren’de yaşayabilirdik ama yaşamıyoruz. Bu gerçeğin içimizde saygı ve hayranlıktan başka bir duygu uyandırmaması gerekir.
Sayfa 420 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Bilginin sansürlenmesi ve insanlara ne düşünmeleri gerektiğinin söylenmesi; düşünce polisliğine, otoriter yönetim biçimlerine, aptalca ve mantık dışı kararlar verilmesine ve uzun vadede çöküşe giden yolu aralar.
Sayfa 403 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Açgözlülük, sanayi devrimi, serbest girişimcilik sistemi ve varlıklı kesimin devlet adamlarını satın alarak yaptıkları yolsuzluk on dokuzuncu yüzyıl kapitalizminin yarattığı olumsuzlukları açıklamak için yeterlidir. Etnik merkezcilik, yabancı düşmanlığı, toplumsal hiyerarşiler, Almanya’da uzun bir tarihi olan Musevi düşmanlığı, Versay Antlaşması, Alman çocuk yetiştirme uygulamaları, enflasyon ve Büyük Buhran, Hitler’in nasıl başa geçtiğini açıklamak için yeterlidir.
Sayfa 402 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Thomas Jefferson ve George Washington köle sahipleriydi; Albert Einstein ve Mohandas Gandhi iyi birer eş ve baba değildi. Bu listeyi sonsuza dek uzatmak mümkündür. Kimse kusursuz değildir ve herkes yaşadığı dönemin şartlarından etkilenir. İnsanları geleceğin bilinmeyen standartlarına göre yargılamamız adil olabilir mi? Çağımızın bazı alışkanlıklarının gelecek nesiller tarafından barbarlık olarak nitelendirilmesi kaçınılmazdır.
Sayfa 400 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Bazen hata yaptığımızı itiraf etmektense bize daha kolay geldiği için güçlü kanıtları reddetmeyi tercih etmemiz, göz ardı etmememiz gereken bir özelliğimizdir.
Sayfa 374 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Tarihten öğrendiğimiz en üzücü derslerden biri, yeterince uzun bir süre boyunca aldatıldığımızda, aldatıldığımıza işaret eden tüm kanıtları reddetme eğilimine girmemizdir. Bir süre sonra gerçekleri öğrenmek ilgimizi çekmemeye başlar. Düştüğümüz yanılgı, zihnimizi tamamen ele geçirmiştir. Kandırıldığımızı kendimize bile itiraf etmemiz acı vericidir. İpleri bir kez şarlatanların eline verdiğinizde, neredeyse hiçbir zaman geri alamazsınız.
Sayfa 372 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Aslında mazoşizm, kişinin kendisini cinsel obje olarak görmeye başlaması üzerine, yine kendisine yönelttiği sadizmden başka bir şey değildir. Kısacası bir sadist aynı zamanda az ya da çok bir mazoşist ve bir mazoşist, az ya da çok sadisttir ve kimi zaman biri, kimi zaman diğerini üstlenir.
Sayfa 50 - Doğan KitapKitabı okuyor