Dili yorucu bir kitap, beklentimi açıkcası karşılamadı ama farklı konularda düşünmeme vesile olduğunu söyleyebilirim. Zaman zaman kişinin kendisinin anlama kabiliyetini sorgulamasına sebep olan yerler mevcut. Okuduğunuzu anlamak ve sindirmek, ardından hayatın farklı alanlarında kendinizin mevcut konuları nasıl ele aldığınızı düşünmek kitabın amacını yerine getirdiğini hissettirdi bana.
Kitabın son bölümlerinde bahsi geçen bir yer çok hoşuma gitti, bireylerin fiziksel olarak yorulacaklarını anladıkları (gereksiz bir yorulma durumu) anda buna engel olmaya meyilli yetiştikleri fakat aynı şey zihinsel bir süreç olunca düşünceleri gereksiz bir zincirleme durumundan kurtarmaya yeltenmediği üzerineydi.
Genel olarak davranışların, ilke olarak bizlere verilen yani öğretilen şeylerin değiştirilmesinin zorluğu fakat imkansız olmayışı üzerinde durulmuş. Kişinin kendini geliştirmeye ve anlamaya çaba göstermesi halinde ilerlemenin kaçınılmaz olduğu söylenmiş, ki ben de bu duruma katıldığımı söyleyebilirim. Tabii ki bireylerin doğuştan gelen kabiliyetleri de göz ardı edilmeden bu değerlendirilmeler yapıldığı takdirde.
eğitimin görevi, zaten söylemiş olduğum üzere, bence, onları herhangi bir bilimde yetkinleştirmek değil, kendilerini adadıkları zaman herhangi birinde en iyisini yapabilecekleri şekilde zihinlerini açmak ve hazır hale getirmektir.
*spoiler
yürk burkan bir hikaye. hikaye en başından beri beni sürüklemeyi basardi. kitabın arka kapağında yazarın kadinlari ne kadar iyi tasvir ettigine dair birkac cumle okumustum ama bu kadar kendimden cumleler gorecegimi dusunmemistim.
3 kadın. Anne, Harriet ve Yana. Cok guzel islenmis ic ice gecen 3 kadın. Erkek karakterlerin kadınlara eslik ettigi ic parcalayan bir hikaye. Cocukken yasanan seylerin, cocuk aklinin ve cocuk kalbinin boyle gercekci islenmesi… Harriet’in buyudukce yalnızlasmasi ama kendisine tıpkı babasi gibi birini bulup ona asik olmasi… belki de olmamasi ama yalnız kalmaktan korkup, annesini asla terk etmek istemeyen babasinin bir kopyasina tutunmasi hemen… sadece istediklerimizi konusmaya, kalan travmalarimizi kendi icimizde dondure dondure hikayeleri kendi istedigimiz sekillerde insanlara sunmaya cok alisik kadinlariz, belki ben de oyleyimdir.
dusunduren, ic parcalayan, baba kız iliskilerini incelemeye ve anlamaya yakından bir bakis sunan bir roman.
kesinlikle okunmali🩷
“
bazen dünya yok olacakmış gibi hissediyorum. etrafıma bakmaya korkuyorum çünkü az önce baktığım şeyin yok olacağından korkuyorum. bazen de tam tersi oluyor, o zaman kanıt bulmak için etrafıma bakmam, dönüp her şeyi yoklamam gerekiyor.
“
diğer insanların düşüncelerini, daha göz bile atmadan önyargılarımızın konusu yapmak, onların karanlığını göstermek değildir; bilakis kendi gözlerimizi yok saymaktır.
“
gerçek şu ki, kendilerine entelektüel dünyada ışığın onları aydınlatıp güneşin onları kutsadığı küçücük bir alan ayırmışlardır, ama dünyanın geri kalan koca kısmını öyle bir geceye ve karanlığa teslim etmişlerdir ki yanına yanaşmaya bile çekinirler.
“
her saatin her saniyesinde kendini bir tür kutunun içine hapsettiğine şahit olmak çok acı verici, yine de yapacağını yapıyorsun çünkü başka türlü yaşamayı bilmiyorsun, kimse de sana aksini söylememiş.
Olağanüstü Sıradışı ve Mükemmel, benim gibi Türk edebiyatının çağdaş eserlerine bir şans vermek isteyen okurlar için güzel bir seçim. Kurgusu çok orijinal olmasa da sürükleyici bir roman. Karakterleri yer yer özdeşleştirmek kendimle, bana iyi hissettirdi. Mert’in yer yer kendinde oluşmuş davranış ve düşünce şekillerini fark etmesi, ki bunların farkına varması tadını epeyce kaçırıyor, benim de bazı kalıpları fark etmeme neden oldu. Kendini fazla beğenmek diyemeyeceğim ama bir şekilde de kendini üstün görme durumunun işlemesi insana sanırım bu. Yaptığı iş ve hayatın süregelen sıradanlığında kendini unutmuş, duygularıyla iletişim kurmayı bırakmış bir karakter Mert. Karakterle beraber benim de kurgu esnasında bir şeyleri keşfetmem hoşuma gitti diyebilirim. Olay yeri olarak da yapılan tasvirler iç açıyor gerçekten. Bu konuda da gönül ferahlığı duyduğumu söyleyebilirim.
Biraz yeni bir şeyler olsun, biraz keyifli biraz da sürükleyici olsun diyorsanız aradığınız kitap, bir şans verebilirsiniz.
Olamayacağım insanlar, yaşayamayacağım hayatlar, geri alamayacağım benler, tersine çeviremeyeceğim anlar vardı. Bazı şeyler için çok geçti artık. Ama farkında olduğum sürece sahip olduklarımda sığınabileceğim bir sıcaklık vardı.