"Beni seviyor, bağırsaklarımı sevmiyor, bir cam kavanoz içinde ona apandisitimi gösterseler tanımazdı, her zaman beni mıncıklar durur, ama kavanozu eline verseler, hiçbir şey hissetmez, içindeki "onunla ilgili" bir şey diye düşünmez; insanın birini her şeyiyle, yemek borusuyla, karaciğeriyle, bağırsağıyla sevebilmesi gerekir. Belki de insanlar onları, alışamadığından sevmiyor; onları da ellerimiz ve kollarımız gibi görseydik belki de severdik. Öyleyse denizyıldızlarının bizden daha iyi sevişmesi gerekir."