Başlayıp da yarım bıraktığım bir sürü teşebbüs, evin her tarafına dağılmıştı. (Sanki kafam da onlarla birlikte çekmecelere, dolaplara, sandık odasının eşyaları arasına dağılmıştı. Kafamı toplayamıyordum bu yüzden.)
Her türlü boyunduruğa katlanmaya alışmış halklar, çok geçmeden bu boyundurukları arzulamaya başlar ve nihayetinde bütün doğallıkları ile enerjilerini kaybederler. Artık içi boş gölgeler, iradesiz, dirençsiz, güçsüz ve edilgin otomatlar gibidirler.
Kelimeler o kadar güçlüdür ki kitlelere en tiksindirici şeyleri kabul ettirmek için onları iyi seçilmiş terimlerle yeniden isimlendirmek yeterli olacaktır.
Okul, insanları hayata hazırlamak yerine kendi kendilerini yönetme ihtiyacı duymayacakları veya şahsi bir teşebbüs parıltısı göstermeden başarılı olacakları kamu görevlerine hazırlıyor.